Yıllar yıllar önce, gökyüzündeki yıldızların sayısı kadar çok uzun bir zaman evvel cennetin krallığında büyük bir isyan patlak verir. Adaletin ve özgürlüğün savunucusu bir grup melek, güçlü başmeleklerin tiranlığına karşı ayaklanır ve kendilerini ezen bu gaddar düzene savaş açar. Ancak başmelekler isyanı bastırır ve asiler de cennetten kovularak Kıyamet Günü gelene kadar ölümlüler arasında yaşamak üzere yeryüzüne sürgün edilirler. Ama orada da güvende değillerdir. Kara kanatlı bir melek onları takip etmekte ve hepsini tek tek avlamaktadır.
Ama bin yıllar sonra kıyamet alametleri birbiri ardına ortaya çıkmaya başlar: Uykudan uyanma vakti gelmiştir; Mahşer Günü yaklaşmaktadır. Karanlık Melek Lucifer, tüm asilerin gökyüzünden kovulmasından sonra geriye kalan tek meleği, isyankârların lideri Ablon'u görüşmeye davet eder ve ondan cennet ile cehennemin son mücadelesinde, Armageddon Savaşı'nda kendisiyle birlikte savaşmasını ister. Bu savaş sadece dünyanın değil, evrenin de kaderini belirleyecektir.Babil'in harabelerinden Roma İmparatorluğu'nun en görkemli günlerine; Çin'in ucu bucağı görünmeyen ovalarından Ortaçağ İngilteresi'nin şatolarına kadar birçok yeri kendine mesken seçen Armageddon, sizi sadece insanlık tarihinde bir yolculuğa çıkarmıyor, aynı zamanda bitene kadar elinizden bırakamayacağınız destansı bir hikâye anlatıyor. Büyü, aşk, gerilim ve kahramanca çarpışmalarla dolu bir macera...“Olağanüstü bir kurgu, muhteşem diyaloglar ve ete kemiğe bürünen, canlı karakterler... Başınızı döndürecek kadar hızlı ve akıcı olan bu kitabı okurken kendinizi bir aksiyon filmi izliyormuş gibi hissedeceksiniz.”Pitacosltda.blogspot.com“Hem gençlere hem de yetişkinlere hitap ediyor... Bir fantastik edebiyat okurunun tüm beklentilerini karşılayacak nitelikte muhteşem bir kitap. Kısa süre içerisinde birçok farklı dile çevrilecek ve tüm dünyayı kasıp kavuracak.”Vailendo.com.br“Ablon'un farklı coğrafyalara yayılan binlerce yıllık yolculuğunun hikâyesi, her bir durağında yeni bir sırrı açığa çıkarıyor ve sizi soluksuz bir şekilde kitabı bitirmeye zorluyor. Açıkçası kitabı elimden bir türlü bırakamadım.”Brunocunha.com“Portekizce yazılmış kitaplar arasında Armageddon'a benzer başka bir eser yok.”José Louzeiro

Yepyeni bir turdan hepinize merhaba!
Bu seferki blog turu konuğumuz Pegasus Yayınları'ndan çıkan Armageddon oldu. Bu kitabı sevgili tur arkadaşım Sinem öyle ballandıra ballandıra anlattı k, okumadan geçemeyeceğimiz bir hale geldi. O halde tur yapmak farz olmuştu ve işte, buradayız.
Ben ilk yorum yapan kişi olarak size biraz hikayenin başlangıcından bahsedeceğim. Arkadaşlarımın anlata anlata bitiremeyeceğinden eminim çünkü kitap oldukça uzun. Kitap ilk elime geçtiğinde gözüm korkmuş olsa da uzun bir okuma dönemini atlatıp,bu efsaneyi sizlerle de paylaşmak istedim.
Hikaye genel olarak epik, destansı bir masal gibi. Düşmüş melekler, yaklaşan bir savaş ve isyan edenin ve isyancıların fikir karmaşasında ilerlediği bir kurgu.  Romanı okumaya başladığınızda kim haklı, kim haksız, açıkçası taraf tutmak biraz zor oldu. Çünkü sürgün edilenler, isyan edenler,  kara melek Lucifer'le yaşanan olaylar, diğer yandan da Mikail'in yaptıklarını düşününce insanın gerçekten kafası karışıyor.
Bizim okuduğumuz zamandan çok önce Tanrı istirahata çekilmiş ve yedinci gün olarak adlandırılan bir dönem başlamıştır. Bu dönemde meleklerin ve baş meleklerin prensi olan Mikail, iktidarı ele geçirmiş, kendince hükümler vermektedir. Bu dönemde insanlara zulüm etmektedirler ve melekler insanları hiç sevmemektedirler. Tanrı'nın insanları bu kadar çok sevmesini hazmedemiyorlar ve onların yaratılmadığı bir zamana dönmek istiyorlar.
Tüm bunlara rağmen Mikail'in insanlara karşı yaptığı bu ağır zulümleri doğru bulmayan meleklerde vardı. Mesela Cebrail onlardan biriydi ve isyan eden melek ordusunun başını çekecekti. Bu isyancıların arasına sinsi gibi giren Lucifer ise iki tarafında işini bozacak ve isyancı meleklerin sürgün edilmesini sağlayacaktı. Lucifer'in derdi Tanrı olmaktı ve onunla da savaşan Mikail, onu yerin altına gönderdi. Lucifer'de orada kendi krallığını kurdu. Bu savaşların üzerinden binlerce yıl geçtikten sonra günümüze geldik. Şimdi yedinci gün sona ermek üzereydi ve Tanrı uyanacaktı.
Olaylar böyle başlıyor ve günümüzde Mikail'in Uriel'i öldürmesiyle devam ediyor. Kıyamet alametleri bir bir ortaya çıkıyor ve savaş başlıyor.
Aslına bakarsanız, etrafta bir çok düşmüş melekler kurgusu var. Ve bunların geneli tek bir kovulmuş melek üzerinden ilerleyip, bir insanla yaşadığı aşk kurgusuna dayanıyor. Hal böyle olunca Armageddon aralarından atılmış bir ok misali ayrılıyor ve en tepede yerini alıyor. Hani düşmüş melekler kurgusunun taçlandırılmış hali ve gerçek savaş duygularını okumak isteyenler için ideal bir kitap.

Her gece ışıkları görüyorum. Tüm dünya mutlu olmanın sırrını bulmuş da kimse benimle paylaşmıyormuş gibi geliyor.
On sekizime yeni girdim; şimdiye kadar yaşıtlarım gibi hayatımı doludizgin, hiçbir sorumluluk almadan, günübirlik yaşadığımı düşünebilirsiniz. Tabii ki hayır. Ebeveynlerim sağ olsun, bu ailede yetişkin olan hep ben olmak zorunda kaldım. Ama okuldaki son senemde bu değişecek çünkü büyük bir film okuluna girmek, annemi rehabilitasyona başlaması için ikna etmek ve koşullar ne olursa olsun, asla ama asla kendi geleceğimi mahvetmemek gibi önemli planlarım var. Ancak hayatın da, planları serbest düşüşe geçirmek için kendince yöntemleri var.Erkeklerle olan "ilişkimin" değişeceğini, birini gerçekten sevebileceğimi söyleselerdi gülüp geçerdim. Sonra onunla tanıştım. Hiç beklemediğim bir anda hayatıma giren Evan, gerçek beni, kalbini korumak için duvarlar örmüş o sert kızın ardındaki korkmuş ama güçlü kızı görebiliyor. Şimdi gerçekten mutlu olmak için bir şansım var, kendime izin verebilirsem tabii.İster aşk deyin, ister serbest düşüş. İkisi hemen hemen aynı şey.

Yepyeni bir turdan hepinize merhabalar! Bu sefer Novella Dinamik Yayınları'ndan çıkan Serbest Düşüş isimli romanı mercek altına aldık. Bir çok olumlu yorum ve goodreads puanının yanısıra, 2013 Goodreads Choice 'da en iyi çıkış yapan yazar adayı ödülüne sahip. Bu yüzden kitap oldukça ilgimizi çekti. Özellikle Başka Dilde Aşk'ın yazarı Mia Sheridan'ın yorumuyla "Tamam, bunu okumalıyım." moduna girmiştim bile.
Baş kahramanımız Maise, ailesel olarak sıkıntılarla kaplı bir evde yaşıyor. Sorunlu ebeveynlerden dolayı çoktan sorumluluklarının bilincinde ve her şeyin üstesinden kendi bildiği yöntemlerle gelmeye başlamış bile. Bir çocuk kendi kendine ne kadar olgunlaşabilirse o kadar bunu başarmış biri, Maise. Yanlış yöntemlerle yanlış kararlar alarak yürütüyor hayatını. Sanırım takdir ettiğim tek kararı her ay bir korkumu yeneceğim demesi. Her ay bir korkusunun üstesinden geliyor ve böylece daha da güçleniyor. Çok başarılı bir yöntem olduğunu söylemeliyim. Galiba ben de bu yöntemi kullanacağım.
Maise'nin hayali, Film Okulu'na gitmek ve bunun için önünde sadece bir lise senesi kalmış. Bunun için yapması gereken tek şey, okulda filmle ilgili olan o dersi almak ve bir sonraki sene Film Okulu'nda olacak.
Son senesine başlamadan önce bir yaz gecesi, lunapark'a gidiyor. Ve orada Evan'la karşılaşıyor. Kendinden oldukça büyük bir yaşta olan Evan'la ufak bir maceradan sonra hemen o gece birlikte oluyorlar. Maise'nin babasıyla yaşadığı bağlanma probleminden dolayı Maise, kendinden büyük erkeklerle birlikte olmayı seviyor ve bunu uzatmıyor. Tek gecelik bir ilişki onun için hepsi. Evan'la da öyle oluyor. Yaşı hakkında, öğrenciliği hakkında yalan söylüyor ve olup bitiyor. Ama Maise'nin aklında hep Evan kalıyor. Liseye başladığındaysa, hiç beklemediği bir şey oluyor. Evan'la karşılaşıyor. Ve Evan'ın okuldaki pozisyonundan dolayı işler sarpa sarıyor.
Kişisel olarak yorum yapacak olursam; kitabın özellikle ilk bölümünde açık bir şekilde +18 sahneler olmasından dolayı yaş sınırı olması taraftarıyım. Tabii bu benim kişisel görüşüm. Bunun haricinde birkaç yerde ki cümle düşüklüğünden dolayı, anlamakta zorluk yaşadığım cümleler oldu ama sonradan oldukça iyi toparlandığını düşünüyorum. Bunun haricinde karakter olarak Maise bana çok uzak bir karakter. Tavırları, duruşu, olayları yaklaşımı. Ben olsaydım asla yapmazdım dediğim şeyleri yaptı ve belki de bu yüzden daha çok ilgimi çekti. Babasıyla sorunlu karakterleri anlatmak bence oldukça güç ve tarifsiz. Ve sonunda okula yeni gelen kızla ilgili bir hikaye okumadığım için çok mutluyum. Ehe.
Size de keyifli okumalar dilerim.


Mezun ol… Ya da olmaya çalışırken öl.Erzak dolu paletler düşmeye başladı. Yere çarptıklarında parçalanıyor, içerisindekiler etrafa saçılıyordu. Helikopter geri çekilirken görünmeyen bir mekanizma gri kubbedeki açıklığı kapadı. Etraftaki çocuklar dizildikleri okul duvarından fırlayıp dört bir yana dağılmış paketlere atıldılar. Çocuklar, David’in etrafında erzakları elde etmek için boğuşuyor, birbirlerini tekmeliyor, tırmalıyordu. David, lisenin bu kadar zor olacağını aklının ucundan bile geçirmemişti. 






Yeni bir tur kitabından hepinize merhaba! Kitabı yorumlama sırası bana geldiğine göre böylesine ilginç bir kitabın dedikodusunu yapabiliriz. Sıradışı kurgusuyla sizi şaşırtacak kitaplardan olduğunu söyleyebilirim elbette.
Hikayeyi bir geçmiş bir gelecek şeklinde okuyoruz ve ilk başlarda bu anlam karmaşasına yol açsa da sonradan kurgunun tamamen oturması sağladı ve ben etkileceyici bir girişti. Hikayenin geçmişinde sıradan Amerikan okullarından birini okuyoruz. Ezilen öğrenciler, popülerite problemleri, havalı çocuklar vs. gibi aslında hiç yabancı olmadığımız ögelerle karşılaşıyoruz. Baş kahramanımız David geçmişte oldukça başarılı bir futbol oyuncusu olsa da bazı sebeplerden dolayı popularitesini kaybetmiştir. Ve onun yerine Sam futbol takımının kaptanlığını üstlenmiştir. David'in kız arkadaşından da kaynaklı sebeplerler David ve Sam tuhaf bir sürtüşme halindedirler. Eskiden ezilen bir karakter olan Sam, şimdi acısını diğerlerinden çıkartan, egolu bir yapıya sahiptir.
Gelecekteyse, okul karantina altındadır ve okulda herkes bir takım içindedir. Ancak tahmin edersiniz ki David tek başına takılıyordur. Aslında yanında bir de küçük kardeşi Will vardır. Will epilepsi hastasıdır ve bu yüzden yaşanacak sıkıntıları tahmin edebilirsiniz. David ve Sam'in arasındaki sürtüşme alevli bir biçimde devam etmektedir. Hatta daha kanlı bir halde desem yeri var. Göz oymalardan tutun da, adam öldürmeye kadar gidiyor bunun sonu.
Galiba kitabı iki erkek yazarın yazması, bu kanlı sahnelere yol açmış. Ben başarılı buldum. Goodreads'de çoğu yurtdışı yorumları olumsuz olduğu için beklentimi oldukça düşük tutmuştum. Belki de bunun etkisiyle ortalamanın üstünde bir kitap olduğunu söylemem mümkün. Kitabın sonunu tahmin etmiştim ama yaşanan olaylar cidden akıl almazdı.
Özellikle David önceleri tek başınayken kendine bir takım toplaması bence en iyisiydi. Tabii bir lisede bu kadar sıkıntılı günler geçireceğini kimse tahmin etmez. Resmen ölüm oyunları gibiydi. Serinin devamını da merakla bekliyorum.



Biliyorsunuz ki Bahar Okuma Şenliği'nin sonuçlarının açıklanmasıyla Pınar Abla şenlikleri bırakacağını duyurmuştu ve ben de herkes gibi bu duruma oldukça üzülmüştüm. Çünkü her ne kadar istikrarlı bir şekilde katılamıyor olsam da her üç ayda bir o listeyi hazırlamak bile ayrı bir heyecanlı geliyordu bana. Bittiğini inanmak istemedim yani bir süreliğine.
Sonra şenliğin katılımcılarından fgofilmdizianime Blog'unun sahibi şenlikleri devralmış ve ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Tabii ki Pınar Abla yaptığı zamanların yeri ayrı ama şenliklerin devam ediyor olmasına acayip mutlu olduğumu belirtmeliyim.
Liste hazırlığını gene yaptım ve buna uyup listemi tamamlayabilmeyi ümit ediyorum. Dilerim başarılı olabilirim.

1.Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yazın geçtiği bir kitap.
Bin Muhteşem Güneş-Khaled Hosseini (375syf)

2.Kategori (10 puan): Adında çoğul eki almış bir sözcük bulunan bir kitap. 
Dublinliler-James Joyce (285 syf)

3.Kategori (10 puan): İki veya daha fazla yazarın yazdığı bir kitap.
Her yazarın bir öykü yazarak oluşturduğu kitaplar kapsam dışı.
Kıyamet Gösterisi-Neil Gaiman Terry Pratchett (416 syf)

6.Kategori (10 puan): Adında bir yiyecek olan kitap. (Sebze, meyve, yemek vb. olabilir.)
Ekmek Arası- (224 syf)

7.Kategori (10 puan): 29 Haziran-30 Eylül tarihleri arasında vefat etmiş yazardan bir kitap.
Silmarillion-Tolkien (696 syf)

8.Kategori (10 puan): Ülkemizde en azından iki yayınevinin basmış olduğu bir kitap. (Baskısı olan yayınevlerinden sadece birinin piyasada olması sorun teşkil etmiyor.)
Ermiş-Halil Cibran (104 syf)

9.Kategori (10 puan): Ölmeden önce okumanız gereken 1001 kitap listesinden bir kitap.
Otomatik Portakal- (172 syf)

11.Kategori (10 puan): Kategorilerden bağımsız canınızın istediği bir kitap. 
Hırsızlar Cumhuriyeti-Scott Lynch (688 syf)

12.Kategori (10 puan): Adında emir kipli sözcük bulunan bir kitap.
Beni Sev Diye-Asude (592 syf)

13.Kategori (10 puan): Goodreads tarafından 2009 yılından günümüze kadar seçilen en iyi kitaplardan bir kitap. Liste için buraya. Diğer yıllar yan taraftaki menüden seçilebilir. 
Göremediğimiz Tüm Işıklar- (576 syf)

14.Kategori (10 puan): Sanat temalı bir kitap. 
Operadaki Hayalet- (296 syf)

15.Kategori (10 puan): 2016 yılında basılmış bir kitap, yabancı kitapların ülkemizde basılış tarihi dikkate alınacak. 
Silber Rüyalar Kitabı-2 - (400 syf)

16.Kategori (10 puan): Pinuccia'nın Kitapları (Hepimizin severek katıldığı şenliklerin sahibi Pinuccia'nın Kitapları bloğunun sahibi Pınar’ın 2013 Temmuz’undan itibaren başlattığı şenliklerde okuduğu bir kitap. 
Linger- (288 syf)

17.Kategori ( Her kitap 10 puan iki kitap okunursa ekstra 10 puan toplamda 30 puan): Adınız ve soyadınız baş harfleri başlayan iki kitap. Çift isimli/soyadlı arkadaşlar istediği ismi kullanabilir.
Fobi-Wulf Dorn (352 syf)
Saklı Ay- Rozan (528 syf)

18.Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Sahte Romeo- (488 syf)
Gözlük-Koray Yersüren (528 syf)
Glow- (280 syf)
Sevgili Gelecekteki Kocam-Zeynep Değirmenci (368 syf)

20.Kategori (Her  bir kitap 10 puan tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan toplamda 80 puan) Aşağıya ekleyeceğim ülkelerde doğmuş yazarlardan bir kitap. (Ben seçeneğiniz bol olsun diye sekiz ülke ekledim siz dört tanesini seçeceksiniz.) 
Kolombiya: Gabriel Marquez- Mavi Köpeğin Gözleri (128 syf)
Japonya: Haruki Murakami-İmkansızın Şarkısı (352 syf)
Fransa: Dünyanın En İyi Kitabı-
 İsveç: Stieg Larsson-Örümcek Ağındaki Kız (520 syf)

21.Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.
Tema:Başkaları tarafından bana önerilen kitaplar
Cervantes Sokağı (352 syf)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (400 syf)
İvan İlyiç'in Ölümü (96 syf)
Mezarlık Kitabı (320 syf)

Bu hesaba göre toplam okuyacağım sayfa sayısı: 10160 (Amin.)

Olur mu dersiniz?
Siz de liste hazırlamayı düşünüyor musunuz?
Eğer liste hazırladıysanız linkini bırakmayı unutmayın. Böylece size de ziyarete gelebilirim.
Ehe.