THE 100- Kass Morgan || Kitap Yorumu



Onlar Yalancı, Onlar Hırsız, Onlar Asi, Onlar Kahraman Onlar İnsanlığın Kaderini Belirleyecek 100 Genç...
Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünyanın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünyaya gönderilecektir. Koloninin geleceği, onların elindedir. 
100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünyada hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.


Tüyap İstanbul Kitap Fuarı 2014



Size çok sevinçli bir haberim var!!!
İstanbul Kitap Fuarı'nı aylardır bekliyorum.
 Aslında işin gerçeği bu benim ilk fuar deneyimim olacak! Gerçekten! Daha önce hiç kitap fuarına gitmedim ve ortam nasıl olur hiç bir fikrim yok. Ama bu sefer tam zamanlı olarak Tüyap'da olacağım. Çünküüüüü İstanbul Kitap Fuarı'nda Müptela Yayınları'nda çalışıyorum. 

Bunun için ne kadar heyecanlı olduğumu anlatmama gerek var mı bilmiyorum ama fuar deneyimi ile yayınevi deneyimini birleştirmem oldukça ilginç oldu. 3 yayınevine başvurmuştum ve merakla haberi beklerken Müptela Yayınları'ndan cevap geldi. Allahımmmm * Nasıl sevinçliyim. 

Az önce fuarla ilgili bloggerların deneyimlerini okurken aslında bu konuda ne kadar da yalnız olduğumu farkettim. Ve gerçekten çok burkuldu yüreğim. Bir blogger peşin peşin söylemiş "Giderken kitap heyecanınızı paylaşacak bir arkadaşla gidin mutlaka." diye. Veya bazı bloggerlar toplanmış, hep birlikte gezmişler. Nasıl özendim anlatamam. Ne yazık ki benim arkadaş çevrem kitaplar konusunda bu kadar hassas değil. Fuar da çalışacağımın sevinç gösterisini bile yapamadım . O derece! 
O yüzden diyeceğim o ki!
Eğer sizlerde bu fuara  gelecekseniz, beni görmeden gitmeyin :P Müptela Yayınları'na uğrayın :D Ben zaten oralarda olurum. 

BKBT || Erkek Severse- Nalan Güven || Çekiliş



Turumuzun ilk gününden merhabalar! Konuyu uzatmayıp sizi çekilişimizle baş başa bırakıyorum. Unutmayınız ki hepsini yapmak zorunda değilsiniz. Ancak hepsini yaparak çekilişe katılım sayınızı arttırmış olursunuz. Mutlaka katılın =) Güzel bir kitap sizi bekliyor!

a Rafflecopter giveaway

Bir İKEA Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu- Romain Puertolas || Kitap Yorumu



Bir dolandırıcı olan Racastan'lı Hint Fakiri Ajatashatru Lavash Patel, çivili bir yatak satın almak için, cebinde sahte bir yüz euroyla Paris'teki Ikea mağazasına gelir. Basit bir gidiş-dönüş yolculuğundan ibaret olacağını düşündüğü seyahati, Avrupa'nın dört bir yanına, hatta Kaddafi sonrası Libya'ya uzanan bir maceraya dönüşür. Çeşitli ulaşım araçlarıyla kat etmek zorunda kaldığı uzun yollar ve yollarda karşılaştığı "güzel ülkelere" ulaşmaya çalışan göçmenler, bu üçkâğıtçı ama bir yanıyla da saf Fakir'i kökten değiştirecek, hatta hayatına bambaşka bir yön verecektir. 
Otuz altı ülkede yayımlanan, otuz üç dile çevrilen ve genç yazara çeşitli edebiyat ödülleri kazandıran Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu, içerdiği Monty Python tarzı mizah kadar, göçmenlik konusuna hassas ve vicdani yaklaşımıyla da çok beğeni topladı. Çok ses getiren ve yılın en çok okunan kitaplarından biri olan roman, 2014 yılının önemli yayıncılık olaylarından biri oldu.

BKBT #4 || Günebakan-Elif Güçlüten || Kitap Yorumu


“Yatağımın karşı duvarında asılı duran, Füruzan’ın resmettiği tabloya takıldı gözüm.Güneşe doğru yürüyen erkek silueti ve arkasında bıraktığı karanlık… Kansere karşı verdiğim savaşı kazanmamı betimlemişti. Güneş yeniden doğuşumdu. Güneşim annemdi. Günebakanın güneşe olan tutkusu gibi başımı kaldırmış anneme bakıyordum. Keşke bana bu tabloyu ilk gösterdiği o ana geri dönebilsek ve hep o anı yaşayabilseydik.”Herkeste olmayan öyle çok şeye sahipti ki… Parası, karizması, iyi bir işi, tek gecelik ilişkileri… Özenilecek bir hayata sahipti Behiç Buğra Ferruhoğlu. Bir de kansere… Herkeste olmayan cinsten… Artık her şey geride kalmıştı. Tek göğsüne sığdırdığı büyük aşkı Füruzan için yaşamalıydı… Gelirinin bir kısmı göğüs kanserine dikkat çekmek üzere Meme Sağlığı Derneği MEMEDER’e bağışlanacak Günebakan’ı okurken aşkı hissedeceksiniz.

Bir kaç gün önce videosunu paylaştığım ve yorumumu sonraya bıraktığım tur kitabımızdan herkese merhaba. Biraz gecikmiş olan yorumumla karşınızdayım. Turun son gününde sanırım yaptığımız en keyifli kitap turlarından biri olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Kitabın hikayesine değineceğim ama sıcakkanlı yazarımızın bize gösterdiği ilgiden o kadar memnun kaldık ki anlatamam =) İlk defa kast belirlediğimiz bu tur için kitabı özellikle tur arkadaşlarımın acayip beğendiğini söylemeden geçemeyeceğim. 

Fark ettim ki yıllardır kitaplarda yaşanan acıklı olaylara ağlamıyorum, ağlayamıyorum. Bu sefer de ağlayamadım. Ama bu tarz olaylara birazcık duyarlıysanız gözyaşlarınızın sel olacağı garantisini verebilirim. Nedendir bilinmez ben bu konularda biraz odunum! 

Meme kanserinin sadece kadınlarda olduğunu zanneden ben bu kitabı ağzım açıkta okudum. Behiç Buğra ,bizim yakışıklı, mimar, kadınların sevgilisi, karakterimiz meme kanserine yakalandıktan sonra yaşananlar gerçekten kitabı okutturuyor. 

Her ne kadar Füruzan'a daha fazla yer verilmesini düşünsem de karakterlerin uyumu çok hoşuma gitti. Sende Önce Ben kitabı deli gibi abartılmış hani "otobüste falan okumayın kesinlikle" denmişti! Belki hatırlarsınız. İşte ben bu kitap için söylüyorum bu lafları. (Ki Senden Önce Ben'i inatla otobüste okumuştum.)
Aynı Yıldızın Altında'yı okuyanlar bir de bu kitabı görsünler. Yabancıların ağzından okumak kolay. Bir de Türklerde nasıl oluyor ona bakın!

Video'yu hala izlemeyen varsa -valla çok ayıp!- şuraya onu da ekleyeyim.


BKBT || Günebakan-Elif Güçlüten || Video


Yorumumu sonraya saklayıp, videoyu beğenilerinize sunuyorum .


Kitap Alışverişi #4

Buraya yazdığım 4. alışveriş olmasına rağmen aslında 5. alışverişim. Arada ki alışveriş aşırı üşengeç olduğum dönemlere denk gelmişti ve tabi ki yazmamıştım. Neyse okurken tanıtırım onları da ben.
Bu seferkiler gerçekten çok farklıydı.
 Aldığım kitapları sıralayım sonra hikayelerini tek tek anlatacağım ne de olsa;

1-The 100-Kass Morgan
2-Seraphina-Rachel Hardman
3-Çirkin Güzel-Aslıhan Akagöz
4-Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağan Üstü Yolculuğu- Romain Puertolas

1Q84-Haruki Murakami || Kitap Yorumu


"Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir"
Sarsıcı bir yolculuğa hazır mısınız? 
Öyleyse kemerlerinizi bağlayın. Erkekleri, titizlikle geliştirdiği bir yöntemle öteki dünyaya gönderen genç bir kadınla tanışacaksınız. Ve amansız bir takiple onun peşine düşen fanatik bir cemaatin müritleriyle…
Romantik misiniz?
Evet, bu kitapta aşk da var… İki dünya bir araya gelmeden mümkün olmayan bir aşk. 
Yaşadığınız dünya gerçek mi, hiç düşündünüz mü? 
Düşündüyseniz, paralel bir evrene geçmek sizi heyecanlandıracaktır o zaman. 
Hayatı algılayışınızı değiştirecek bir kitabın kapağını açmak üzeresiniz şu an. 
Yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen Haruki Murakami başyapıtı, tüm dünyada milyonlarca satan kitabı 1Q84'le bir imkânsızı başarıyor. 
Nefesinizi kesecek bir macera romanını, gerçek nedir, insan neye inanmalı, aşk dünyayı kurtarabilir mi soruları ekseninde bir yürek atlasına dönüştürüyor.


Okunmayı Bekleyen Kitaplar Mimi ||

Aslında bunu kendime bir liste çıkartmak amacıyla yapıyorum. Ne okuyacağım göreyim diye. Ancak neden bir mim olmasın ki? Herkes listesini yapsın. Kimler ne okumayı planlıyor bir görelim.  Hem de belki ortak bekleyen kitaplarımız vardır. Bu aralar karşılaşmadım böyle bir mimle ama daha önceden yapılmıştır belki. Yapan kişiler de listelerini bu vesileyle güncellemiş olurlar. 

Şimdi ilk şart okuma çeşidiniz ne olursa olsun elinizde okunmayı bekleyen  bütün kitapları - yazarlarıyla beraber- yazmak. Buna yabancı kitaplarda dahil!
İkinci şart ise minimum 5 kişiyi mimlemek!
Ve üçüncü şart ise okuma sıranıza göre listelemek. Yani bundan sonra okuyacağınız ilk kitaptan başlayarak, devamında ne okuyacağınızı düşünüp bir liste hazırlamak. Daha derli toplu olur.
Tabi uzun vadede değişenler olur mutlaka.
Benim için liste kısmı baya uzun sürecek bakalım yapabilecek miyim?

Queen-Bollywood || Film Yorumu


IMDB Puanı :8.4

Çook çok uzun zamandır -muhtemelen kitaplara acayip sardığımdan beri- adam akıllı bir film izlemiyordum. Gerçekten ilginç bir filmle karşınızdayım. Öncelikle çok eğlendiğimi, yer yer sesli kahkahalar attığımı söylemeliyim. 
Damadın gelini terk ettiği an


Bu film için tuhaf bir talihsizlik olmuş ve konusunun yazıldığı kısımda filmin sonunu anlatmışlar. Tabi bu halde insanın bütün izleme hevesi kaçıyor. O yüzden bu konu kısmında ki yazıları okumadan izleyin lütfen. Ben de en az spoilerla sizi göndermeyi düşünüyorum zira.





Film bir düğün sahnesiyle başlıyor. Eğlence ,kakara kikiri , bin türlüsü.  Tabi Hint müziklerinin hep bir insanın yerinden kaldırıp oynatmalık modu vardır. Ki eminim bunu bilmeyen yoktur. Neyse efendim, böyle güleç suratlarla olayımız devam ederken damadımız gelini görüşmek için bir kafeye çağırıyor.







 Ve bütün o acımasız tavırlarıyla "Bu iş bitti!" diyiveriyor. Tabii bizim kız perişan. "Nolur bırakma!" modunda. Evlilik falan yalan tabii. ( Evlilik arifesinde olan ben, burda damada sağlam saydırdığım doğrudur.)Düğüne son iki gün kalmış. Kız odaya kapatıyor kendini. Herkes perişan olmuş. 






Tabi Hindistan'da işler burada ki veya Avrupa'da ki gibi değil. Kız lekelenmiş oluyor. Ve birden tek başına dışarı bile çıkmayan kızımız Balayı için ayarladıkları yurtdışı gezisine tek başına gitmek istediğini söylüyor. Normalde izin vermezler. Ama kız yıkılmış! "Tamam!" diyor ailesi ve başlıyor maceraaaa !!!












En sevdiğim de Bollywood filmlerinde hep erkek karakter başrol olurdu. Fakat bu sefer güçlü bir kadın karakterle karşı karşıyayız.







Tabi olaylar bundan sonra. Sizleri bekleyin eğlenceli, hüzünlü, duygusal, komik bir sürü sahne var. Evinden dışarı bile adım atmaya korkan kızımız, Paris'i Amsterdam'ı gezip gerçekliğe doğru bir yolculuğa çıkacak. Siz de ona eşlik edin! 

Cadı Ve Sihirbaz- James Patterson || Kitap Yorumu



Böyle mi başlıyor... yoksa böyle mi sona eriyor?
"Böylesi çok ağırdı. Bir şehir dolusu öfkeli yüz, kötü ruhlu bir suçluymuşum gibi bana bakıyordu. Stadyum hıncahınç doluydu. Yüz binlerce meraklı, umursamaz veya en azından kayıtsız yüzdü karşımdaki...Ve gözleri, yaşlar içinde olmak bir yana, hafifçe nemlenmiş, buğulanmış bile değildi.Kimse itiraz etmiyordu. Kimse ayağını vurmuyordu.Kimse yumruğunu kaldırmıyordu. Aslında, devasa ekranlarda gerisayım devam ederken, bugün ailemin son günü olacak gibi görünüyordu.Ağabeyim Whit'in, bu işten son dakikada kurtulmanın mümkün olup olmayacağını merak ettiğini görüyordum. Annemin, ben ve Whit için sessizce ağladığını görüyordum. Babamın, son anlarımızda sefilce davranmanın bir anlamı olmadığını bana ve ağabeyime hatırlatırcasına gülümsediğini görüyordum... Yalnız, anlatırken kendimi fazla kaptırıyorum. Dilimi tutamıyorum. Buraya, halka açık idamımıza gelene kadar, anlatılması gereken bir sürü şey var. En iyisi biraz gerilere gidelim…"

BKBT #3 || Dünden Bana-Yusuf Gürer || Kitap Yorumu || Video



"Ben gidiyorum, dedi, sevgili. Her haliyle bir şeyler anlattığı belliydi. Yani gözleri yaşlıydı, elleri titriyordu, sesi hep olduğundan ince, yani ağlayan bir ses. Baharda esen bir rüzgâr gibi yumuşakken önceleri, rengi dönen bir kömür ateşine kesti gözleri. Üşütüyordu kar gibi şimdi. Üstelik haklıydı. Üzgündü, kırılmıştı ve incinmişti. Peki, dedim. Benim de kitaplarım var. Okuduklarım, yazdıklarım, okuyacaklarım. Onlar beni terk etmez ki."
Sahipsiz İskele'de kaybedenlerin öykülerine hayat veren Yusuf Gürer, şimdi de 'bir delinin çıldırma anını' satırlarında intihara kalkışan sayıklamalar, yoğunluğu nedeniyle canlı gibi hareket eden öyküler, sessizce karanlığa yürüyen şiirlerle anlatıyor ve şöyle diyor: "Bu kitapta anlatılan kişiler tamamen hayal ürünüdür. Biri hariç…"