GKK 24.Blog Turu || Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler-Scott Lynch || Yurtdışı Yorumları


Bu tur kitabımız Locke Lamora'nın Yalanları kitabıyla hayatımıza dahil olan Centilmen Piç serisinin ikinci kitabı Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler...
Kitap 700 sayfa ve okurken keyif alıp, daha fazla okuyup hiç bitmesin istiyor insan. Yorumu başka bir postla gireceğim ama ondan hemen önce yurtdışındaki insanların bu kitap hakkında neler söylediğini yazalım istedik. O yüzden bir kaç yorumu sizler için çevirdim.
Hepsini çeviremedim ama genel olarak bahsedecek olursam, kitaptaki aksiyonun fazlasıyla kıvamında olduğunu belirtmişler. Özellikle deniz ve denizcilikle ilgili kısımların kendilerine farklı bir deneyim yaşattığını söylemişler ve milyonlarca puanlamanın sonucunda bu kitabın Goodreads puanı 4.22
Evet gelelim yorumlara, bu yorumları tamamen rastgele seçtim. Belli bir sıralama veya kategori yok.

Frank; Locke lamora'nın Yalanları kitabının ciddi takipçilerindenim. Bu kitabın başlarında, yavaş ilerlemesi ve flashbacklerle,bunun ilk kitaptaki gibi bir suç hikayesini tekrarlayacağını düşünerek,  ilk hayal kırıklığımı yaşadığımı söylemeliyim.  Her nasılsa Scott Lynch hikayenin ayarlarıyla oynadı,  böylece bir dizi farklı ve muhteşem karakterlerle tanıştık.  Hiçbir zaman açık denizlerin büyük bir hayranı olmadım ama bu harika oyuncuların karakterleriyle ve hikayenin gidişatı sayesinde acayip eğlendim.  (4 Puan)

Denise; Hiç bitmesini istemedim.  Nerdeyse Republic of Thieves'e başlamak istemiyorum çünkü  ondan başka okuyacağım bir Locke olmayacak ( evet, devamında başka kitapları olduğunu biliyorum ama ne zaman çıkacaklarını bilmiyorum!) Bu evren acayip güzel ve Locke ve Jean ve diğerler acayp gerçekçi. Bu evrenin düzenlenmesinden, gereksizce anlatımın olmayışından etkilendim. Scott Lynch bir usta.  (5 Puan)

Janice; Bu etkileyiciydi! Koltuğun ucunda oturup zorla nefes aldım! Locke ve Jean imkansız işler başarıyorlar. Kaç hayatı geride bıraktıklarını merak ediyorum. (5 Puan)

Michael; Bu seriye bayılıyorum! Özellikle bu hikaye güçlü başlayıp, güçlü bitti ama ortaları biraz gecikmeliydi (Denizci hikayesi olma durumu için benim görüşüm.)Sadece Sanza veya Bug'larla dolu sahneleri okurken kalbimde büyük bir boşluk hissettim. Ama bu bir eleştiri değil, bu yazarı tamamlamak. (5 Puan)

Keith; Şimdi, "Yalancı"ların mükemmel bir kahraman olabileceğini biliyorum! Sıradaki! (5 Puan)
C.W; Scott Lynch'in yazım tarzına, karakterlerine ve kurgusuna aşığım! Bir sonraki kitabı okumak için sabırsızlanıyorum! (5 Puan)


Einar Nielsen;  Bayıldım. Tam olarak ilki kadar iyi değil ama hala iyi bir kitap. Sizin için esas olan, Locke ve Jean harika karakterler ve tehlikede oldukları zaman ikisinin de yaşamaya devam edeceğinden asla emin olamazsınız. Fantastik türü sevenler için bu kitabı tavsiye ederim, İlk kitap ve bu seveceğiniz iyi kitaplar arasında :)  (4 Puan)

GKK 24. Blog Turu || Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler- Scott Lynch


"Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir şekilde yazılmış." 
-George R.R. Martin-

"Fazla söze gerek yok, bu kitaba bayıldım." 
-Patrick Rothfuss-

"Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin."

Usta hırsız ve dolandırıcı Locke Lamora ile ölümcüllüğünden hiçbir şey kaybetmemiş Jean Tannen, evlerinin ve geçmişlerinin enkazından kaçmış, Camorr'un Belası ise Camorr'suz kalmıştır. Ancak oradan oraya sürüklenmek Centilmen Piçler için bile bir seçenek değildir, onlar da en iyi yaptıkları işe geri dönerler… Bu kez hedefleri Tal Verrar şehir devleti ve şehrin en korunaklı, görkemli binası Günahane'dir.

Görüp görülebilecek en büyük kumarhane olan ve oradan bir tek sikke çalıp hayatta kalanın olmadığı Günahane, Locke'un direnemeyeceği türden bir hedeftir…

… fakat Locke'un kusursuz suçunun beklemesi gerekmektedir.

Çoksatan serisi Centilmen Piç'in ikinci kitabında Scott Lynch, açık denizlerin ve en alçakçasından kurnazlıkların eksik olmadığı sürükleyici öyküsünü, kırılma noktasına kadar sınanan bir dostluğu anlatarak dokuyor ve sarsıcı kalemiyle okurların hayal dünyasını alabora etmeye devam ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)

Yaz Okuma Şenliği 2015 || Benim Listem

Herkese merhaba! Ne zamandır adam akıllı şenliğe katılamıyordum. Daha doğrusu son 2 şenliğe katılamadım. Çünkü okul çok yoğundu ve uygun kitapları bulamadığıma inanmıştım. Her neyse şimdilik kendime bir liste yaptım ve gayet de memnunum aslında bu listeden. Çok az bir açığı kaldı çünkü. Onları da e-book ile tamamlamayı planlıyorum. Gelelim benim listeme;

1. Kategori (10 puan): Kısaltılmış hali (versiyonu) çocuk kitabı olarak da yayınlanmış bir kitap (Çocuk versiyonu değil tabii okuyacağınız).
Martin Eden-Jack London


2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya foto roman.
The Amazing Spider-Man -Marmara Çizgi


3. Kategori (10 puan): 600 sayfadan uzun bir kitap.
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler-Scott Lynch 


4. Kategori (10 puan): Müzik temalı bir kitap ((Bir müzisyenin hayatı veya ana karakterlerden birinin müzisyen olduğu veya konusunun özünde müzik olan veya isminde müziği çağrıştıran bir kelime geçen bir kitap).
 Romantik Oyun-Elif Yılmaz


5. Kategori (10 puan): 1001 kitap listesinden bir kitap (Listeye buradan ulaşabilirsiniz).
Bülbülü Öldürmek


6. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Fahrenheit 451


7. Kategori (10 puan): 1940'tan önce yazılmış, Türk edebiyatından bir kitap.
-


8. Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yaz mevsiminde geçtiği bir kitap.
Seni Bana Getiren Mektup (Yaz aylarında geçiyor.)


9. Kategori (10 puan): Herkesin tüm kitaplarını okumasını gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan/şairden bir kitap. (Bu vesileyle kitabı ikinci kez okusanız da olur).
Kağıttan Kentler-John Green


10. Kategori (10 puan): Bir iki kitabını okuyup külliyatını okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Kitap Hırsızı-Markus Zusak


11. Kategori (10 puan): Bir öykü kitabı.
Kötü Prensesler


12. Kategori (10 puan): Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ödül almış bir kitap (Eğer çok zorlanıyorsanız kitap bulmada, o yıl ödül almış bir yazardan bir kitap. O yıl Nobel Edebiyat Ödülü almış yazarlara bakabilirsiniz mesela).
Ay Ve Güneş - Vonda N. Mcintyre


13. Kategori (10 puan): Tiyatroya uyarlanmış bir roman veya öykü veya şiir (Doğrudan tiyatro eseri olarak yazılmış kitaplar kapsam dışı) Bu fikri de sevgili Neslihan kullanmıştı geçen şenliğin "kendi teman" kategorisinde. Ciddi tiyatro severler var aramızda. Onlara da selam olsun buradan. 


14. Kategori (10 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış kadın bir yazardan bir kitap.
Selma Ottilia Lovisa Lagerlöf (1909), Grazia Deledda (1926), Sigrid Undset (1928), Pearl Buck (1938), Gabriela Mistral (1945), Nelly Sachs (1966), Nadine Gordimer (1991), Toni Morrison (1993), Wislawa Szymborska (1996), Elfriede Jelinek (2004), Doris Lessing (2007), Herta Müller (2009), Alice Munro (2013).
Çocuklar Kalıyor-Alice Munro


15. Kategori (10 puan): Adı sıfat tamlaması bir kitap (Sevgili sweet leaf'in bir önceki şenlikte kullandığı temaydı bu kategori ve bence çok orijinaldi. Kendisine sorma fırsatım olmadı ama bu fikri bu sefer hepimizin kullanmasında bir itirazı olmaz diye umut ediyorum. Şimdiden teşekkürler).
Karanlık Zihinler


16. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku türünde bir kitap.
Kötü Kızlar Ölmez-Korku


17. Kategori (10 puan): İlk baskısını 2013'te veya daha sonra yapmış bir kitap (Yabancı kitaplarda Türkçe baskısının çıktığı tarih olur).
Golem ve Cin


18. Kategori (Her kitap 10 puan, 3 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 50 puan)Avrupa edebiyatından üç kitap. Kitapların biri İngiliz, biri Fransız, biri Alman edebiyatından olmalı. Türk edebiyatı kapsam dışı.
İngiliz:Öteki Dünya

Fransız:Dünyanın En İyi Kitabı
Alman: Silber
19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Aynı yazardan üç kitap. (Kitaplar aynı seriye ait olabilir).
Gölge Ve Kemik

Kuşatma Ve Fırtına
Çöküş ve Yükseliş
20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Yeni yazarları keşfetmek lazım. Kim bilir şimdiye kadar hiçbir kitabını okumadığımız ama çok seveceğimiz ne çok yazar var. Bir Türk kadın, bir Türk erkek, bir yabancı kadın, bir yabancı erkekten olmak üzere toplam 4 kitap okumanız gerekiyor.
Çevrimiçi Kız-Zoe Sugg

Görkemli-Markus Sakey
İki Renk Aşk-FMA
Gece ile Şafak- Fatma Erdek

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 50 puan, toplamda 80 puan): İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap. ("Bir" sözcüğü kapsam dışı).
Örnek: Susuz Deniz / Arthur C. Clarke, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek / Cengiz Aytmatov, Deniz İşçileri / Victor Hugo.
Siyah Damar

Siyah Buz
Küçük Siyah Elbise

22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.

Yazarının isminde A harfi olan kitaplar;
Cress-Marissa Meyer
İşgalci- Melissa Landers
Trendeki Kız- Paula Hawkins
Paris Mimarı- Charles Belfoure


Çok hızlı bir şekilde yazdığımdan ve birazda açıp bulmaya üşendiğimden sayfa sayılarını falan eklemedim. Ancak aylık raporlar girdiğimde yayınevleri, sayfa sayıları vs. hepsini eklerim. Listem şimdilik böyle. Sizde listenizi veya eksik kategoriler için önerilerinizi yazmayı unutmayın.

İşgalci-Go Kitap || Kitap Tanıtımı

Eser Adı
: İŞGALCİ
Yazar
: Melissa Landers
Yayınevi
: GO!
Barkod
: 9789759998158
Etiket Fiyatı
: 17.00 TL
Türü
: Roman
Çeviren
: Demet Orhan
Editör
: Nurten Hatırnaz
Kaçıncı Baskı
: 1. Baskı
Kâğıt Bilgisi
: 70 gram kitap kâğıdı
Cilt
: Karton Kapak
Ebat
: 13,5 cm x 21 cm
Sayfa Sayısı
: 432
Baskı Tarihi
: Haziran 2015



UZAYLILAR İNSANLARLA İTTİFAKA HAZIRLANIYOR. Bu kez de Dünyalı Cara Sweeney,  L’eihrlilerin konuğu.
L’eihrli erkek arkadaşı Aelyx’i, iki gezegen arasındaki ilişkileri yoluna koymak için, Dünya’ya gönderdikten sonra yabancı bir gezegende bir başına kalan Cara’nın etrafı onu istemeyen klonlarla çevrilmiştir. Hatta Aelyx’in evcil hayvanı bile ondan nefret eder. Yeni hayatına uyum sağlamak için her yolu deneyen Cara, çok geçmeden bu gezegende Aelyx ile mutlu olup olamayacağını sorgulamaya başlar.
Dünya’daki Aelyx’in durumu da Cara’nınkinden farklı değildir. Birbiri ardına düzenlenen suikastların hedefindeki  Aelyx, Dünya-L’eihr ilişkilerini güçlendirmek için yoğun bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmeye çalışır. Dünya hükümetlerinin vatandaşlarından gizlediği küresel su krizine çözüm getirecek teknoloji L’eihrlilerin elindedir ama bu teknolojiyi Dünyalılarla paylaşmaları ancak ittifak kurmalarıyla mümkündür. Ama her iki taraftan da yükselen itirazlar ve ittifakı baltalayacak şiddet eylemleriyle Cara’nın da Aelyx’in de işleri hiç de kolay değildir.
İki genç âşık, bir yandan gezegenlerinin geleceği için canla başla mücadele ederken bir yandan da birbirlerinden sayısız ışık yılı uzakta ayrılık acısına katlanmaya çalışır… ta ki dünyalarına yönelik bir tehdit onları yeniden birleştirene dek.

23.Gkk Blog Turu || Vahşi-Sally Green || Kitap Yorumu






Senden nefret ediyorlar, Senden korkuyorlar... Çünkü sen bir cadısın, Yarı ak yarı kara Önce seni bir kafese kapattılar, Sonra da dünyanın en güçlü cadısını öldürmeye Yolladılar: Babanı... Şimdi kendinden başka kimseye güvenemezsin. Olumlu şeyler düşünmelisin. Mesela annalise'i düşünebilirsin. Geceleri ne yaptığını unut. Hayır değişmiyorsun, bunu aklından çıkar. Kimsede olmayan armağanın senı benzersiz Kılıyor ve güçlü... Nathan serinin ilk kitabında gerçek bir Bas belasıydı; şimdiyse tam bir vahşi. Bir de şu sesleri susturabilsen. Tıstısıtısıtısıtısıtısıtıstısıtısıtısıtıs






Bela kitabını okudunuz mu? Okumadıysanız yorumumun devamı çok ciddi spoiler içerebilir. O yüzden şimdiden uyarayım. Serinin ilk kitabı Bela. İkinci kitabı Vahşi. Dex Yayınları ay içerisinde kitabı çıkarttı ve bizde turunu yapmak istedik. Okumaktan hiç pişman olmadığım kitaplardan . Ki devamını feci bir şekilde merak ediyorum.
Nathan isimli karakterimiz Yarı Ak yarı Kara Cadı. Bu yüzden meclis tarafından birince kitap boyunca hunharca ezilişine şahit olduk ve Nathan için üzüldük. Bu kitaptaysa Nathan gibi bir karakteri karşılarına aldıkları için nerdeyse meclise ve avcılara üzülecek hale geldim.
Arkadaşlarla aramızda konuşurken "Nathan gözünüzde nasıl canlanıyor?" diye bir muhabbet açıldı. Ben özellikle ilk kitapta Nathan'ı küçük, cılız, kara kuru bir şekilde canlandırıyordum. Bizim kızlar daha güçlü bir karakter olarak tanımladılar tabii. Ama bu kitapla birlikte bu düşüncemden emin oldum. Çünkü Nathan görsel olarak güçlü değil. Ama annesi ak, babası kara olduğu için 16 yaşından sonra tehlikeli olacağını herkes biliyor. Özellikle de babası Kara Cadıların en üstünüyken...
İlk kitabın sonunda Nathan 16 yaş hediyelerini babasından almıştı ve böylece yeteneğine kavuşabileceği sinyallerini almıştık. İkinci kitabın ilk başından itibaren Nathan'ın yeteneğiyle yaşama olgusunu okuyoruz aslında.
Kitabın başları bir Robinson Cruise misali, hayatta kalma, zorluklarla baş etme, olumsuzlukları düşünmeme üzerine kuruluydu. Bir de yeteneğini keşfetme. Bu kısımların çoğu okuyucuyu sıkabileceğini düşünsem de ben böyle kurguları seviyorum.
Son 100 sayfaysa gerçekten kendini soluksuz okuttu. Eğer devam kitabı çıkmış olsaydı dayanamayıp onu da okumaya başlardım çünkü gerçekten çok fena bitti.
Aslında iki kitapta da okurken sürekli şunu düşündüm. Bu dünyada Ak ve Kara ayrımı keskin bir şekilde yapılmış olmasına rağmen, aslında işler hiç de öyle değil. Gerçekten dünyada da öyle değil midir zaten? Keskin bir çizgi çekemezsiniz araya. Kötü damgasını yapıştırdığınız insan iyilik yaparsa şaşırmamanız gerekir. Ya da tam tersi. Çünkü dünya böyledir. Kitap da aslında tam olarak bunu anlatmış bence. Zaten Nathan iyiyle kötü arasındaki o sınırda.
Bu kitapta iyi-kötü cephesi iyice birbirine giriyor. Çünkü Ak Meclis'in başına gelen amca fazlasıyla gaddar ve Ak Cadı adı altında yaptıkları yenilir yutulur cinsten değil. Bir de Avcılar var ki, artık görev bilinci mi yaptıkları vicdani sıkıntı mı bilmiyorum. Gerçekten beni gıcık ettiler. O yüzden bu kitap boyunca Nathan'ın her yaptığında "Oh olsun! Hak ettiniz." dedim.
Ve Nahtan'ın içindeki hayvan... Sen nesin öyle beee? Yani yazar burada Nahtan'ın dönüşüm anlarını anlattığında gerçekten bir hayvanın içindeymiş gibi hissettim. Düşünmüyor, sadece iç güdüleriyle hareket ediyor. Bu kısımlar gerçekten muhteşemdi. Ve Nathan'ın içindeki hayvanla anlaşmayı öğrendiği zamanlar. Sanırım en çok sevdiğim yerler buralardı.
Bir blog tur yorumunun daha sonuna geldim. Geröüçekten keyifli bir okuma süreci gerçirdiğimi belirtmeliyim. Özellikle o sonu yüzünden kesinlikle okunması gerekiyor bence.

22.GKK Blog Turu || Son Çarem-Kübra Nur || Kitap Yorumu




Hiç tanımadığım bir adamı bir sapık gibi takip etmeyi kabul etmiştim. Evet, şimdi de bu saçmave nasıl yapacağıma dair tek bir fikrimin bile olmadığı iş için hazırlığımı bitirmek üzereyim. Üstümdebeyaz yazlık bir elbise var. Başıma büyük, hasır şapkamı taktım ve açık sarı saçlarımınomuzlarımdan dökülmesine izin verdim. Gözümde güneş gözlüklerim ve kolumda çantamlaaynadaki görüntüme baktım. Narin ve zarif görünüyordum. Bu halimle bir ajan olamayacak kadarsüslüydüm. Neyse ki işin temelinde zaten gerçek bir ajan olmamam yatıyordu. Çantamdanfotoğrafları çıkarıp hedefime, akşamdan beri, milyonuncu defa baktım. Biraz özgüven sağlamakadına genişçe gülümseyip kendimi görevime hazırladım. "Senin için geliyorum ve sen, buşehirde tutunmam için benim son çaremsin!




Arın ve Mayıs... Ben nasıl sevdim sizi? Gerçekten soruyorum bu soruyu bak. Nasıl böylesine içimde yer ettiniz de sevdim? Zorbalık yok, fazlalık yok, tekrar yok. Akıcı bir dil var, temiz ve farklı bir aşk var, esprili bir ilerleyiş var...
Mayıs kızım seni böyle bağrıma basasım var. Bu kadar mı içimizden bir karakter olur ya! Bu romantik komedi tarzında ayarı tutturamayıp kız karakteri fazla hırçın yapabiliyorlar. Başına gelen talihsiz olaylara verdiği tepkilerle Mayıs tam bir Türk kızı! Gerçekten içimizden biri. Ve verdiği tepkiler kesinlikle bende böyle yapardım dediğim tepkiler.
Bir de Arın var. Nasıl yumuşak kalplisin sen ya! Böyle erkek kaldı mı kitaplarda? Şirket sahibi olan çok fazla karakter okumama rağmen Arın'la Akın bir başkalar artık harbi harbi. Abi, kardeş bir başka şirket sahibi bunlar. Biz şu güne kadar hep despot, fazla sınırları olan, kuralcı erkeklerle karşılaştık ve ancak aşklarını itiraf ettikten sonra değiştiklerini gördük. Ama Arın zaten karakter olarak en baştan itibaren böyle değil. Neden bilmiyorum ama bana hep çok babacan geldi.
En sevdiğim kısım Mayıs'ın her türlü başını bir belaya sokmasıydı. Bolca güldüğümü itiraf etmeliyim.

Hikayemizin başında Mayıs üniversiteden sonra işsiz kalmış ve gittiği iş görüşmesinden umutsuz bir şekilde çıkarken, Akın Arıkan bir iş teklifinde bulunur. Mayıs'ın ajanlık yapmasını ister. Hem de abisinin ajanı olmasını ister! Bizim acil paraya ihtiyacı olan Mayıs'ımız da hiç düşünmeden kabul eder. Bunun karşılığında da Akın'dan ciddi bir ödeme alacaktır.
İşe başladığı daha ilk günden işleri eline yüzüne bulaştırır ve sabah yetişemez. Öğlen yemeği için Arın'ı takibe gittiğindeyse restaurantta rezervasyon yaptırması gerektiğini söyleyip Mayıs'ı içeri almazlar. Bizim deli kız da restaurantın arkasındaki camdan içeri girmeye karar verir.
Camdan içeri girdiği anda Arın'ın kucağında bulur kendini. Kendini açık etmesi ve olayın talihsizliğiyle Mayıs ne yapacağını bilemez.  Tabii birbirlerine çemkirmeleri de cabası. Romantik komedi kitaplarının vazgeçilmezi olan, kızın başına sürekli bir talihsizlik gelmesiyle bu kitapta da karşılaşsak da, buradaki olayların çok orjinal olduğunu söylemeliyim.  Beni güldürebildiyse üzerinde durmak gerek!

Ne yalan söyleyeyim, bu hikayeye başlarken beklentim çok düşüktü. Daha acı dolu cümleler bekliyordum mesela. Son Çarem başlığının bana ifade ettiği olay bu çünkü. Ancak gerçekten beni ters köşe yaptı bu kitap. Yazarın dili çok akıcıydı ve gerçekten bir günde bitirdiğime bende şaşırdım.
Türk yazarlardan uzun süredir okumama rağmen, bence güzel bir başlangıç oldu benim için. O yüzden sizde okuyun bu kitabı. Kesinlikle zaman kaybı değil ve beğeneceğinizi düşünüyorum.

Ha bir de Laz Böreği'nin tadını bu kadar merak etmem normal mi? Yazar bana Laz Böreği yapmalı bence  o.O Çünkü canımın bu kadar Laz Böreği çekmesinin bütün suçlusu o! :D