Kurucunun Kızı-Amy Engel || Kitap Yorumu

by 5/19/2015 1 yorum




Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 
Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım…


Aylarca bekledik. Duyurular yapıldı, heyecanlandık ve sonunda çıktı! Kurucunun Kızı sonunda çıktı. Kitabın ilk dikkatimi çekme zamanı Yabancı Yayınları'nın kendi sitesinde duyurduğu zamanlardı. Sonra bir kaç arkadaşım ne kadar güzel olduğundan falan bahsettiler ve aylardır bunu bekliyorduk. Bu uzun bekleyişin sonunda Yabancı Yayınları kitabı ciltli çıkarttı. Böyle beyaz beyaz... Harika görünüyor doğrusu.

Kitabın çıkışından hemen sonra herkes kitabı okumaya başladı. Ki zaten bende toplamda dört saat gibi bir sürede bitirdim. Fazlasıyla akıcıydı. Öncesinde de bir sürü övgü okumuştum ve cidden beni merak de bırakmaya yetmişti.

Kitaptaki olaylardan yıllar önce bir nükleer savaş sonra Amerika tamamıyla yok olmuş. Westfall ailesi önderliğinde küçük bir geride kalanlar topluluğu oluşturulup Anerika'nın sessiz köşesine çekilmişler. Ancak bir süre sonra Westfall Ailesi ve Lattimer Ailesi arasında bu topluluğu kimin yöneteceği konusunda savaş çıkmış. Kazanan ise Lattimerler olmuş.
Sonra Westfall Ailesi'ne Kurucu, Lattimer Ailesi'ne ise Başkan denilmeye başlanmış. Bunun sonucunda, taraflar arasında bir çeşit barış imzalanmış. Çünkü bu küçük topluluğun soylarını devam ettirmesi gerekiyormuş. Böylece her yıl iki kez toplu düğün planlamışlar. Birinde kazanan tarafın oğullarıyla, kaybeden tarafın kızları evlendiriliyor. Diğerinde kazanan tarafın kızlarıyla, kaybeden tarafın oğulları evlendiriliyor.

Burada ki en önemli nokta bu evlendirmelerde evlenen kişilerin hiç bir söz hakkı yok! Kurul uygun kişileri eşleştiriyor ve soyların devam için en kısa sürede çocuk yapmalarını bekliyor. Yani aşk yok, tanışmak, birbirini görmek yok. Görücü usulünün bir üst versiyonu!

Ivy ise Kurucunun Kızı ve 16 yaşında! 16 yaşına basan her genç evlendirilmek üzere kurulun onayına sunuluyor. Ancak zaten Ivy'nin kiminle evleneceği çoktan belli. Başkanın Oğlu! Yani eski iki düşmanın çocukları evlendiriliyorlar.

Ivy'nin ise çok önemli bir gizli görevi var! Başkanın Oğlu Bishop'ı öldürmek! Tüm olayı Ivy'nin bakış açısıyla okuyoruz ve Ivy bu görevi gerçekleştirip, babası ve ablasının gözüne girmek istiyor. Ancak hiçbir şey onun tahmin ettiği kadar kolay değil. Ve işin Bishop tarafındaysa olaylar çok daha farklı. Ivy'nin ailesi içinde hala o eskiden kalan düşmanlık güdüsüyle hareket etse de Bishop'ın kafasındakiler çok farklı.

Kitap distopya türünde olsa bile, çok farklı konulara ve detaylara değindiğini belirtmek isterim. Bunun nedeni Ivy'nin bakış açısı da olabilir, yazarın önemsememesi de ... Çünkü tüm kitap boyunca en çok üzerinde durulan konu kızların zorla, tanımadıkları bir insanla evlendirilmesiydi. Ivy'nin bu tarz düşüncelerine karşılık bu distopya da aslında bahsedilmesi gereken çok daha fazla konu olduğunu düşünüyorum. Yani üzerinde durulması gereken daha fazla sorun var bence. Ve Ivy belki de sırf kendini ikna etmek için böyle düşünüyor olabilir. Hani Bishop'ı öldürmek zorunda ve aslında bunun için tek gerekçesi babasının ve ablasının bunu ona zorlamış olmaları...

Kitap ellerimden kayıp gitti. Bazı yerlerde çığlık atasım geldi. Hala aklım ermiyor olanlara. Nasıl ya? Nasıl? Ivy nasıl öyle bir sona razı olabilirsin! Uzun lafın kısası siz bu kitabı okuyun! Artık çığlık mı atarsınız saç baş mı yolarsınız bilemem ama ben ikinci kitap için gün saymaya başladım bile. Şimdi yayınevini taciz etmeye gidiyorum!

1 yorum:

  1. Kitabın ikincisinde mutlu sonla bitiyor. Bu yüzden çok mutluyum. :)

    YanıtlaSil