10 Günlük Macera || İstanbul Tüyap Kitap Fuarı

by 11/19/2014 16 yorum

Uzun süredir buralarda olmadığımı farketmişsinizdir. Nitekim duyanlar, görenler varsa İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda Müptela Yayınları'nda çalışıyordum. Ankara'da yaşadığımı bilenleriniz var aranızda. Sadece fuar için İstanbul'a gittim evet! Ve ne kadar iyi ettiğimi anlatamam. 10 gün süren fuar maceram gerçekten yaşamımın en iyi günleriydi! Hayır abartmıyorum,ciddiyim.
Buradan giderken ne kadar çekincelerle dolu olduğumu zaten önceki fuar yazımda söylemiştim. Yola çıkmadan önceki gece hiç uyuyamadım heyecandan ve gerginliğimden. Çünkü daha önce kitap satın almak için bile fuara gitmemiştim, şimdiyse delicesine bir deneyime sahip oldum. 
Fuar ilgili tüm detayları burada yazacağım. O yüzden uzun bir yazı sizi bekliyor. 


Tüyap'a gittiğim ilk gün çektiğim bu fotoğrafla açılışı yapmış oldum. Aslında niyetim her gün olan gelişmeler için burada 10 gün boyunca yazı koymaktı. Ancak Tüyap yorgunluğu diye bir şey var ki ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Eve her gittiğim akşam tek yaptığım şey vurup kafayı yatmak oldu.Zaten fuar bitti 2 gün geçti ve ben ancak yazılarımı ekleyebiliyorum.

Her günümü tek tek anlatamayacağım-gerçekten çok zor olur-  Ancak genel olarak yaşadıklarımdan bahsedip diğer fuarlar için sizlere de bir fikir oluşturmasını sağlayacağım. Tanıdığım, tanıştığım o kadar çok insan oldu ki, fuara gittiğim her gün sanki ailemin yanına gidiyormuş hissi uyandırdı bende. Ve gerginliğimi insanların sıcakkanlılığı sayesinde atmış oldum.

 Kimleri tanıdım, kimlerle tanıştım?
Athena'nın Güncesi blogunun sahibi Ezgi-seninle ilgili detaylardan sonra bahsedeceğim.-, İlle Kitap blogunun sahibi yanakları sıkılası İnci Ablam, The Trading Lady bloğunun sahibi Onur Ablam, Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi blogunun sahibi sıcakkanlı Berfim, Kördüğüm Hayaller blogunun sahibi Melis, Agnes Wood blogunun sahibi Esra, Kitap İklimi blogunun sahibi Pınar, Saklama Kabı blogunun sahibi Eren, Karnaval Of Book bloğunun sahibi Duygu  ve liste uzayıp gidiyor. Yorgunuluk kafamı fena zorluyor. Blogger olarak unuttuklarım çok , farkındayım.  Kusuruma bakmayın ve lütfen hatırlatın ki listeye ekleyebileyim. 
Herkes acayip bir sevimli, acayip bir sıcakkanlı öyle kanım kaynadı herkese.

 
Yukarıda gördüğünüz fotoğrafı instagramda da paylaşmıştım ama öyle yüreğime oturdu ki buraya koymassam içim kurusun dedim.  Bir abimiz metrobüslerden Tüyap'a geçen kısımda bir yer açmış kendine ve kitapların üstünde de bu yazı vardı. Bir kaç gün sonra abi ortalarda gözükmedi, nedendir bilinmez. Ancak bu yazı hafta boyunca ordaydı. Görenleriniz ya da dikkat edenleriniz var mı bilmiyorum. İlk gün gözüme çarpmıştı ve çok etkilenmiştim.

Sanırım yayınevi yayınevi olarak tek tek anlatacağım ve ilk olarak tabiki de Müptela Yayınları'ndan başlayacağım. Satış elemanı olarak çalışanlardan biri bendim. Geldiyseniz büyük ihtimalle beni de görmüşsünüzdür. %25 gibi bir indirim vardı tüm kitaplarında. Orada tanışma fırsatı bulduğum yayınevinin tüm çalışanları sayesinde evime gitmekten farksızdı benim için. Öncelikle Ünal Bey, Canan Abla, Tuğçe Abla(Tuğçe'nin Kitaplığı), Coşkun Bey'e ayrı ayrı teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Böylesine enerjik, harika bir yayınevinin ekibinde yer aldığım için nasıl mutluyum anlatamam.

O kadar yoğunluğumuza rağmen sohbet etme fırsatı bulduğum ve saçma sapan sorularıma bile içtenlikle cevap veren Canan Ablacım! Kalbimdesin <3      Tüyap'ın ilk günü standın kabininde, sıkış tıkış bir alanda tanışıp "Bu da kimmiş yea?!" dediğim, sonrasında tavırlarına hayran kaldığım doğrudur. Gelen Wattpad okuyucularına içtenlikle kendini tanıttığında kızların yerlerinden zıplayıp kartını almak için deliye dönmeleriyse cabası! İyi ki tanışmışız.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       Blog işine ilk başlamaya niyetlendiğimde "Bakiyim insanlar neler yapıyor?" diye ilk tıkladığım blog olan Tuğçe'nin Kitaplığı. Ve sayesinde blog açtığım Tuğçe'nin Kitaplığı.Sayfasına her tıkladığımda hayran hayran baktığım ve "Acaba bir gin ben de böyle olabilecek miyim?" dediğim Tuğçe'nin Kitaplığı. O zamanlar bana deselerdi ki "Kafa kafaya verip selfie çekineceksiniz." hayatta inanmazdım. İşte nerden nereye dedikleri bu olsa gerek.  Samimiyetiyle, yüzündeki gülümsemesiyle, harika bir insan! Her ne kadar Müptela standı'nda çalışmış olsam da, sırf Tuğçe Abla'yla daha fazla muhabbet edebilmek için ikiye bölünüp diğer yarımında Yabancı Yayınları'nda çalışmasını istediğim doğrudur.       Aslına bakarsanız bu kadar sevimli insanların içinde çalışmayı gerçekten çok sevdim. Devamlı olmasını, yayın sektöründe tam da burada olmayı da çok isterdim.     
Ps:Çok güzel mi çıkmışız ne :P

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                  Sanırım fuarın en ilginç anları yemek istediğimiz kısımlardı. Bu resmi ifşa etmek ne kadar doğru bilmiyorum ama yazarken baya baya eğlenmiştik. Sipariş verdiğimiz yerden her seferinde kola istiyorduk ama ısrarla bize Fanta getiriyorlardı. Ve en son dayanamayıp listeye koca harflerle KOLA! FANTA DEĞİL! yazdık. Evet, o günden sonra Kola geldi. Hatta istemediğimiz zaman bile kola geldi.  Artık biz de oluruna bıraktık . Naapalım.
Evet bundan sonraki hikayemizse yazarlar ve imzalar =)

Tüyap'a ilk gelmeye niyetlenişim Tess Gerritsen kaynaklıydı. Tess hayranı olduğumu duymayan kalmadı zira. İlk duyduğumda çılgına dönmüş, İstanbul'a gitmek için kıvranmıştım. Sonra yayınevleri ilanlar yayınlamaya başlayınca "Fırsat bu fırsat!" dedim. Annemi de kendimle birlikte İstanbul'a sürükledim. Neyse efendim ben giderim de Tess kitabı imzalatmadan döner miyim? Biliyorsunuz ki Tess ilk pazar günü ve ikinci cumartesi günü fuara geldi imzaya. Ama bizler resmen kadını sömürdük. Evde eksik kitabım yoktu aslında. Ve ben hepsini götürüp imzalatmayı düşünüyordum. Ancak  nişanlımın " Ne o öyle memura belge imzalatır gibi!" demesinden sonra vazgeçtim. Martı Yayınları da ciltli seri baskısını çıkartınca "Neden ciltli ve imzalı bir kitabım olmasın ki!" dedim. Ve Sona Kalan kitabını ciltli olarak aldım.  Aldım almasına ama stantta çalışırken o imza kuyruğuna girseydim işten atarlardı beni herhalde -_- Hal böyle olunca sıraya kuzenimi koydum. 2 saat önceden koydum ki önümüzde 10 kişi falan vardı. Tess gelip imzalar dağıtmaya başlayınca Burak-kuzenim- "Abla yetiş sıran geldi!" dedi ve koşa koşa imzamı almaya gittim. Sağolsun kuzenim gıkını bile çıkartmadı imza sırasında beklerken. 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        Burak da bir lise öğrenci olarak kitaplarla hiç arası olmayanlardan. İstanbul'da olduğundan fazla kitap etkisi altında bırakamıyorum çocuğu doğal olarak. Benimle geldiği o ilk pazar, ertesi gün sınavı olmasına rağmen kitap satışıyla falan ilgilendi.Tess sırasında beklerken insanların heyecanına şahit oldu. Ve eve döndüğümüzde "İyi ki gelmişim. Acayip eğlenceliydi." deyişi beni acayip rahatlattı. Ve bir sonraki hafta sonu kendisi için kitap imzalatmaya geldi. O kadar hevesliydi ki nasıl tarif ederim heyecanını bilemiyorum. O yüzden yanda ki resimle tarif edeceğim bunu. Ona da Rizolli&Isles Serisi'nin ilk kitabı olan Cerrah'ı aldık. Ve imzalattı tabi ki ! Böylece belki de kitap kurdu yolunda ki temellerini atmış oldu. Zaten fuar boyunca blogger olmaktan falan bahsettik. Hatta biraz daha fazla heveslenip vlogger olma yolunda ilerliyor. Bence sağlam bir kitap kurdu yolda. Kim bilir belki beni de geçer. =)
                                                                                                                                                       Hazır Burak kitap imzalatırken ben durur muyum? Tabi ki tekrar baskıya girmiş Tess Gerritsen adını dünyaya duyuran kitap olarak bilinen Hasat kitabını imzalatmamaya dayanamadım. Aslında hiç niyetim yoktu. Tabii o arada bir kaç tane de fotoğraf çekinmiş olabiliriz. 

Bu sefer sıra beklemedik çünkü saat 20.00'ye doğru kuyruk fena bir şekilde azalmıştı ve bizde oraya kıvrılıverdik. Son pozlarda ki halinden de anlayacağınız üzere Tess o kadar saat imza dağıtmasına rağmen en ufak bir sıkılma, bunalma belirtisi göstermiyor. Böyle tatlı yazar sevilmez de kim sevilir. İmzalar bittiğinde Müptela standının hemen yanında bulunan Martı Yayınları standına geldi Tess. Birlikte fotoğraf çekinirlerken bizde karşı stanttan saf saf izledik. Tam çıkarlarken "Teeesss! I love youuuuu!" diye bağırdım. Ben bağırdım!!!  Ben Tess'e bağırdım!! O da döndü ve yibe o tatlı gülümsemesiyle "Bay Baaay!" deyip el salladı. Tess el salladı!! Tess bana el salladı!!
Küt küt atıyor kalbim **
 Fangirllüğündibinevurdum.*

Neyse efendim.Daha bitmedi. Gelelim diğer imza günlerine ilk baskısı çilek kokulu olan kitabın sahibesi Burcu Abla ve Şahmelek'in yazarı Merve birlikte imza dağıttılar tabii bende nasiplendim. 



                                                                                                                                                          Nurgül Çelebi'nin Yarına Dokunmak isimli kitabı için imza günü vardı ve ben tabiki yine oradaydım. Ve öpücüklü bir imza kaptım! Hatta Nurgül Abla benim için rujunu tazeledi falan :*


Sonraki hafta Pabucumun Ajanı-2 çıkacaktı ve Asude'nin de imza günüydü. Asunny'ler arasında bir yarış söz konusuydu. Kitabı alıp ilk fotoğrafı çekmek konusunda. Nitekim ilk fotoğrafı çeken ben oldum. Sabahın 9'unda gidip daha kitaplar taze taze gelmiş yerleştirilirlerken alıp fotoğrafını koydum facebook'a. Tabii Ephesus'da tanıştığım acayip sevdiğim kızlardan baya baya azar yedim :D Sonra imzalarımıda ladım. Ama Bizim stant çok kalabalık olduğu için Asude ile fotoğraf çekinemedik. Zaten imzaları da İnci Ablam sağolsun attırdı. Yoksa ben kendi başıma yapamazdım. 


Çiçek Kızlar'ın yazarı Nehir Abla'ya da imza attırma fırsatı buldum.
Ve gerçekten merak ettiğim bir kitaptı.


Meral Kır imzasında Melekleriyle geldi. Yani öyle bir fan grubu var ki tarif edilemez gerçekten. Zaten bu vesiyleyle yeni yeni arkadaşlar edinmiş oldum. Meral Abla gerçekten çok sıcakkanlı. Hemencik kaynaştık. Ancak nasıl bir unuttuysam selfie çekinmemişiz neyse ki kitabımı imzalatabildim.

Bu kadar imzayı toplarken tabi ki de bir sürü video çektim. Ancak hepsini birleştirme işini sonraya bırakacağım. İnstagram hesabımdan tüm videoları ayrı ayrı izleyebilrsiniz. 

Ezgi'ynen selfie
                                                                                                                                                                                                                                 Tek yazıyla bu işi halledeceğim. O yüzden sıradaki konumuz tabi ki de aldığım kitaplar. Toplam 45 kitap almışım. Bunların çoğunu Athena'nın Güncesi ile birlikte aldık. Çok aceleye geldiğini söylemeliyim. Çünkü izin alamamızdan kaynaklı. Son yarım saat kala iki gün boyunca maraton koşusu yapar gibi alışveriş yaptık. Hatta fuar bittiğinde biz hala allışverişe devam ediyorduk.  O kadar eğlenceli geçti ki ! Bir yandan da nefes nefese kalışımız tuhaftı yani. Benim tavsiyem hatta zorunla aldırdığım kitaplar olmasa belki de Ezgi listesine sadık kalabilirdi ama çoğu kitabımızın aynı olduğunu söylemeliyim. Bilmiyorum belki twin yaparız. Hatta büyük ihtimalle yaparız. Evet, evet yaparız =)
İlk olarak topluca görelim neler almışım.



Ezgi'nin bavulu
Çok dağınık görünse de ganimet gibi benim için. Kütüphanemde yer yok hala açıkta bekliyorlar.

Ben bunları nasıl taşıcağım diye hayıflanırken Ezgi kendisi için akıllılık edip bir bavul getirmişti. Ve ona haber vermeden bavulunun fotoğrafını çektim. Geldiği iki ayrı gün de o baavula bile kitapları sığmadı kızcağızın. Giderken elnide taşıdıkları bile oldu. Bende poşetlerle avundum. Çünkü boş bir bavulu Ankara'dan getirmek hiç mi hiç aklıma gelmemişti. İlk Ezgi'de görmüştüm bavulu o yüzden çok şaşırmıştım. Ama fuarın son günü etrafta dolaşan bir sürü bavullu insan vardı. Dedim ki demekki usülü buymuş. Ben daha önce gitmediğimden bilmiyorum.

Tek tek bakacak olursak; 

Martı her seferinde olduğu gibi indirimini bol yapıp vurgunu yapanlardandı. Gerçekten %50'ye yakın indirimleri vardı. Bu sayede şahane kitaplar alabildim. Ayraçları da gördüğünüz üzere harikaydı.Bu alışverişin sadece listemde olan kısmı Tess'in ciltli kitabıydı. Kalanları tamamen doğaçlama, hatta biraz Ezgi'nin etkisiyle alınmış kitaplar.  Günahlar ve İğneler, Muhteşem Gatsby, Görkemli, Kitap Hırsızı, Gölge ve Kemik, Kuşatma ve Fırtına, Sona Kalan... Toplam 7 kitap!

Listemde hiç ama hiç olmayan, ancak iyi ki de aldım dediğim bir yayınevi var. Sel yayıncılık. Dövmeli bir ablamız vardı orda. Görenler hemen hatırlar zaten. Çalışma arkadaşlarımın anlattığı üzere beğendiğim Göktelen kitabını almaya gittim. Ancak bu kadar kitap alıp döndüm. Ve sağolsun o ablacım çok sağlam bir indirim yaptı. Hatta blogumun adresibi falan da istedi özel olarak. Böyle nasıl sevindim nasıl sevindim. Zavallılar,Gökdelen, Öteki Dünya, İntihar Dükkanı..
Toplam 4 kitap!


                                                                                                                                                                                               
Dex! Ah Dex! Dex'de adamakıllı bir indirim olmadığı için listemde olan Beni Seç serisini alamadım. Onun için ayırdığım tahmini bütçeyi hayli hayli geçiyordu. Biz de Ezgi'yle o koşuşturmanın arasında gel bir indirimlilerine bakalım derken buradaki kitapları aldım. 4 liramıydı neydi. Fazladan Ayraçları da yoktu zaten. Deli oldum!. Esaret, Mekanik Kalp, Zehir Yiyenler, Başlat.. Toplam 4 kitap! Dex çalışanlara biraz indirim yapsaydı. Daha fazla kitabını alabilirdim. Ha bir de satış tekniği olarak kötü bir yol benimsemişler ki değinmeden geçemeyeceğim. Herhangi bir serinin ikinci kitabını 10 tl lik kampanyaya koymuşlar. İyi güzel! Ancak ilk kitap indirimsiz halde satılıyordu. E 1.sini almadan 2.sini nasıl alayım. Mecbur onu da almak gerek! Ha ben almadım o ayrı bir konu! Bu şekilde olursa almam da zaten!

Pegasus her türlü satacağını bildiğinden azıcık bir indirim yapmıştı. O da göstermelik! Ama yine de insan alıyor işte :3 Ne yapayım kitapları da bu kadar güzel olmasaymış o zaman! Zaten buradan Gönüllerin Ablası Tijen Abla'ya teşekkür ederim. Deha serinin devamı olduğu için el mahkum alacaktım. Kağıttan Kentler'in de öveni o kadar çoktu ki zamanında listeme eklemiştim zaten.

Ezgi Pegasus'tan çok sağlam bir alışveriş yaptı da benim içim acıdı yeminlen! Bi ara Siyah Buz'u da alsam mı diye düşündüm ama parasal sıkıntı gerçekten zorlayıcı olabiliyor! Stantlar toplanırken alamadığımız Pegasus ayraçlarından nasiplenelim dedim. O kadar titiz davranmışlar ki bir tane bile ayraç bırakmaz mı insan arkasında yok arkadaş yok!

Ephesus! Gerçekten listemde bir kitabı vardı! Ephesus kızları ballandıra ballandıra anlatınca topladım bunları! İşin fenası Ezgi'yi de zora sokup Ajanları ona da aldırdım :D ehehehe. Yalnız kalamazdım sonuçta. Ephesus süper bi kupa da yaptırmıştı ama fotoğrafa eklemeyi unuttum :( Ayraçları da harbiden bombaydı. Üzerinde ki yazılarıyla bence en iyi ayraç dalında ödül alırlar :D (Gerçi Müptela'nınkilerde kapışır ama olsun :P) Hiçliğin Kıyısında, Gül ve Avcı, Bakire, Pabucumun Ajanı1-2 .. Toplam 5 kitap!


Aspendos'tan herhangi bir kitap almak aklımdan bile geçmiyordu. Ancak 3 kitap 20 lira deyince dayanamadım. Tarryn Fisher'ları topladım. Hatta Ezgi'ye de toplattım. Ama konusu hakkında en ufak bir fikrim yok! Yeni kitapları da 10 liraya veriyorlardı. En çok Historical almadığıma üzüldüm sanırım. Çünkü uzun süredir okumuyorum. Fırsatçı, Tehlike Kızıl, Hırsız.. Toplam 3 kitap!




İthaki Yayınları'nda %25 indirim vardı. Bazı kitaplarındaysa -Mesela Poe- %50 ydi. Ve ne internetten ne de kitapevlerinden bu indirimi bulamazdınız. Kitabın normal fiyatının 70 tl olduğunu düşünürsek gayet uygun bence! Bir de yanda gördüğünüz Yara İzleri kitabı var ki, bu kitabın baskısı yok. Ve herhangi bir yerde satışı da yok. Sadece fuarda vardı. Ve ben de seve seve aldım. Konusunun muhteşem olmasının yanı sıra şu anda baskısının olmaması beni ayrıca cezbeden bir konuydu. Dünyanın Gözü'nü almak hiç aklımda yoktu. Ezgi sağolsun onu da eklemiş olduk. O değil de bu kitabın daha 20 ciltlik devamı var. Locke Lamore'un Yalanları yeni çıkan bir kitap ve kurgusunun çok farklı olduğunu söylemeliyim. Jack London'ın çoook eskiden Yol kitabını okumuştum. Ve acayip soğumuştum. Ancak bizim stantta bir Funda Abla vardı ki poşet poşet Martin Eden sattı. İnsanlara o kadar güzel bir iştahla anlatıyordu ki almam gerek dedim. Hiç pişman değilim. Jack'e olan önyargılarımı kıran Funda Ablama selam olsun :D
Evet.. Toplam 5 kitap almışım. Ama İthaki için acayip heveslendiğimi söyleyebilirim. Uzun süredir böylesine kült kitaplardan uzak kalmıştım. Sanırım blog da yeni bir sayfa açıp Kitap İncelemeleri yapacağım. Yorumlarda spoiler vermemeye özen gösteriyorum ama incelemeler hiç de öyle olmayacak :D

Arada bazı kitapları çekmeyi unutmuşum Şimdi bu kadar yazının sonunda üşeniyorum koymaya. Müptela Yayınları'ndan -tabikide- aldığım bir kaç kitap. Yorumunda detaylı olarak anlatırım artık.

Tüyap Ayraçlarım
Burada bahsedemediğim almadığım veya alamadığım bir kaç yayınevinden de bahsetmek istiyorum. Öncelikle Altın Kitaplar! Üç isimli yeni çıkan kitabını almak için acayip cebelleştim. Tek bir kitabı 20 lira veremezdim. Kimse kusura bakmasın. 3 kere gittim stantlarına. Ve fuar kapanıp da toplanırlarken bile gittim. Bari o zaman indirim yapsaydınız! Çok ayıp oldu bize. Bi kere katılımcı indirimi diye bir şey var. Ve herkes bunu kabul ederken sizin inadınız üzerine buraya yazmalıydım. Çok sevgili Parodi Yayınları harika indirimler yapmıştınız. Ancak hiç kitap alamadım. Tamamen benden kaynaklı bir sorun. Tüm kitaplarını 10 lira yapmanız muhteşemdi.  GO! Kitap ilginize hayran kaldım teşekkür ederim. Yeni çıkan bir kitap evi olarak harika işler çıkartıyorsunuz. Yeni gelecek kitaplarınızın da kapaklarının mıknatıslı olacağı sözünü aldık. Sanırım en mutlu olduğum bu kısımdı. Hatta The 100'ün bu kadar tahmin edemeyeşinizle bir sonra ki gün Ezgi için kitap ayırışınıza da hayran kaldım.

Bu deneyimi yaşamak muhteşemdi. Ankara'dan kalkıp İstanbul'a sırf bunun için gitmek deli işi gibi gözükebilir. Ancak kesinlikle değerdi! Anlattıklarım bile anılarımın arasında azıcık kaldılar. Öyle güzel günler geçirdim. Belki Müptela standında çalışmasaydım böylesine farklı bir deneyimi tadamazdım. Sadece fuara giden bir kitap okuyucusu olurdum. O yüzden Müptela- Yabancı ve İthaki'nin çalışanlarına ayrı bir teşekkürü borç bilirim.

Tüyap'ın son günü,Ankara'ya dönerken

Bu uzun yazının sonuna kadar okuyabildiyseniz size de ayrıca teşekkür ederim.








16 yorum:

  1. Ben resim çekmekten çok şuraya koş buraya koş yaptığımdan benim yazım çok renksiz ama olsun hıh -,- Ayrıca ben de daha önce fuara bavulla gitmemiştim fakat bu sefer cidden çok kitap alacağımı biliyordum ve geçen sene omuzlarım kopmuştu taşıyacağım derken, dedim "amaaan! bavulumu verin bana!" sonra iyi ki getirmişim oldu tabiiiiiiii :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Getirmene ragmen sığmadı ya o kitaplar :D :D

      Sil
  2. Yahu ayraç vs istediğinizi niye bana söylemediniz ki, ayırırdım size bol bol :D Neyse bir sonraki fuara :D Çok güzel bir yazı olmuş canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok temiz çalışıyorsunuz valla Ablacim bizde unuttuk aslında istemeyi. Beğenmemek sevindim teşekkür ederim

      Sil
  3. Tekrar tanıştığımıza memnun oldum tatlım :) Ayrıca sürekli "ben bu kızı bir yerden hatırlıyorum gibi ama..." dememe rağmen ne yazık ki Ezgi'yi hatırlayamadım :( Oysa ki blogunu da takip edip bilirim, tanışamadık düzgün :( Kusuruma bakmayın kızlar, dün 20'de vize bitip neredeyse uykusuz sabahın köründe kalkıp Tüyap'a gelince ben ben değildim T.T Umarım başka bir sefer, benim de formumda olduğum bir gün buluşuruz ve bu seferkinden daha uzun vakit geçiririz ;) Bu arada kitapların da hayırlı olsun tatlım, darısı CNR Furarına diyorum, umarım oraya gelirsin de orada da görüşürüz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrardan görüşmeyi bende çok isterim. Cnr mi Hmm bilmiyorum ki vize final denk gelmezse neden olmasın :D iyi alıştım bende

      Sil
  4. Merhaba, öncelikle görebildiğim kadarıyla kitaplara olan tutkunuz, sizi kendilerine, o kadar bağlamış ki... Kişiliğin ve karakterin oluşmasında, kitapları önemli buluyorum. Yalnız, roman, öykü tarzında kitaplar, bizi yaşadıklarımızdan uzaklaştırıp, kendi evrenine doğru çekiyor, bu durumun sürekliliği ise, gerçeklikten bizi uzaklaştırır. Kısaca, kitapların bizim için kaçış noktası olması yerine, insana değerler katan zenginlikler olması gerektiğini, düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla kitaplardaki insanlarla daha iyi iletişim kurduğunuzu, hissettim. Hayatı kendinizin yaşayarak, daha çok sosyalleşecek ortamlarda bulunarak ve daha yazılmamış bir kitap olan, farklı insanları keşfederek. Kitaplar ruhumuzu olgunlaştırmaz, sadece olmadığı gibi rol yapabilmesini sağlar. İyi günler...

    YanıtlaSil
  5. Canım benim öncelikle tanıştığımıza çok sevindim :) diğer fuarlarda da seni görmeyi isterim. Fuara en çok uğradığım yıl oldu bu sene ve hepsinde de ilk kez standa geliyormuşum gibi heyecanla uğradım yanınıza. Diğer fuarlarda, en yakında CNR var orada da seni görmek isterim. Gel yine :D :* :* :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablammm teşekkür ederim cnr için de görüşeceğim. Biliyorsun kacmaz :D

      Sil
  6. Çok güzel kitaplar almışsın, hepsini keyifle oku :D
    Seni mimledim, yapmak istersin belki diye şuracığa linki bırakıyorum. :) http://kitapkaravani.blogspot.com.tr/2014/11/mim-6ya-oyle-olsayd.html

    YanıtlaSil
  7. Bu fuarın en güzel yanı internet ortamında konuştuğumuz kişilerle tanışma imkanı bulmamız oldu :D Tanıdıkları da gördük tabii ayıca güzeldi :D Seninle yüz yüze tanışmakta iyi oldu, burada olduğu gibisin, yani çok tatlı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen en güzeli sizlerle tanışmaktı. Bende seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Teşekkür ederim, Çok sıcakkanlısın ve hiç yabancılık çekmedim yani :D

      Sil
  8. Aaa sen osun :D :D Tess imza sırasında arka arkayaydık.Blogger olduğunu bileydim daha çok sohbet ederdim :D daha önce bildiğim bloggerları görme tanışma fırsatım olduda böylesi olmamıştı.Bende naçizane yeni blogger olarak bloguma tüyap yazıma beklerim :) http://gokhantezcan.blogspot.com/2014/11/tuyap-ve-tabiki-tess.html

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  10. Öncelikle yorumun çok güzel ☺️ Bende Tüyap ta çalışmak istiyorum ama o işler basıl oluyor nasıl başvuruyoruz lütfen bahset bu senekinde yer almak istiyorum 😂

    YanıtlaSil