Çirkin Güzel-Aslıhan Akagöz || Kitap Yorumu

by 11/22/2014 2 yorum

Melike Çetinoğlu kilolu bir kadındır ve aynı zamanda kocasına delice aşıktır.Kocası tarafından da büyük bir aşkla sevildiğine inanmaktadır.
Ta ki bir iş adamının verdiği davette, aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle yüz yüze gelene dek...Hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesi sonucu pembe gözlüklerinin arkasından baktığı dünyası bir anda kararmıştır.Çareyi hem kocasından hem de alışık olduğu ortamdan tümüyle uzaklaşmakta bulur.Bir yıl sonra tüm planlarını hayata geçirmiş bir şekilde geri döndüğünde ise artık kendine güveni tamdır.Tek arzusu ise canını yakanın canını yakmaktır.Çağrı Çetinoğlu ile görülecek son bir hesabı vardır.



467 sayfa .. 3 puan .. Sanırım aşağıda söyleyeceklerimi bu ikisi çok güzel bir şekilde özetliyor aslında. Bu kitabın alışveriş yazısına BURADAN ulaşabilirsiniz. O yüzden nasıl elime ulaştığına dair tekrar bir açıklama yapmayacağım.
Herşeyden önce yazarımızın ilgi ve alakasına okuyuculara olan ılımlı tavırlarına teşekkür etmeliyim. İkinci kitap kapağı için kendisine birebir ilettiğim eleştiriyi bile büyük bir olgunlukla karşılayıp beni çok mutlu etmiştir.
Çirkin Bety'i sever miydiniz? Açıkçası ben çok severdim. Hatta hem yabancı ülkelerdeki hem Türkiye'de ki tüm versiyonlarını izlemişimdir. O kadar severim. Hikayesi hiç sıkmayanlardan. Neden bilmiyorum beni bir türlü sıkmıyor. Bu kitabı elime alışımda da hikayeyi bilip okumak vardı. Beni şaşırtansa bu kadar akıcı olmasıydı. Türk yazarla uzun zamandır iç içeyiz ancak her seferinden wattpad mantığı bölüm sonlarına takılıp duruyordum. Bu sefer hiç öyle değildi. Hatta hikayenin Türk acıtasyonu kısmını çıkartırsak yabancı bir yazarın kalitesini yakalamış diyeceğim.
Melike şişmanlığıyla nam salmış kızımız. Kendisiyle zorla evlenmiş Çağrı. Ve bir intikam hikayesi. Çok standart değil mi? Ha bir de hikayeye biraz mutluluk katacak yan karakterler var. Yazarın tutumu biraz farklı aslında çünkü yan karakterlerimiz mutluluktan keyfimizi dört köşe ederken baş karakterlerimiz Melike ve Çağrı'yı acıdan gebertmiş. Biliyorsunuz genelde böyle bitmez hikayeler. 
Melike intikam alabilmek uğruna filinta gibi karşımıza çıkıyor. Burada uysal, sessiz, kocasını seven karakter bir yıllık zayıflama macerasının sonunda adeta bir şahine dönüşüyor. Ve bu değişim herkesi şaşırtırken bende ki tepki "Oh! İyi oldu o Çağrı'ya. Haketti bunların hepsini!" oldu. Netice de bizimki öcünü söke söke alıyor. Ama zayıflamanın çözüm olmadığı bir gerçek! 
Burada en sinir olduğum yazarın Çağrı karakteri konusundaki tutumuydu. Çünkü hisleriyle konuşmayan, hisleriyle davranmayan bir adama böyle bir son yazmak mantıklı gelmedi bana. Aslında son sayfaları okurken kesinlikle okuyucuyu ağlatmak için yazılmış dedim. Eminim ağlayanı da çoktur. Ama ben yıllardır olduğu gibi hala odunluğumu koruyorum bu konuda! 
Çağrı'nın karakterindeki ani değişimler beni okurken zora soktu. Sanki karakter tam oturmamıştı. Ha diyeceksiniz ki her insan değişir. Ama aslında Melike'nin kitap sonundaki tavırlarıyla "7sinde neysen 70inde de osun!" atasözümüzü tamamlamış yazar. Böyle olunca Çağrı'nın en başından beri olan değişik tutumları beni rahatsız etti. Hani bir istiyorum, bir istemiyorum, gel diyorum, gelme diyorum!!  Ay ne desem bilemiyorum -_- 
İkinci kitabı da bugün baskıdan gelmiş güzel tesadüf oldu. Ancak ikinci kitabı okumayı düşünmüyorum. Merak duygusu illa ki insanı cezbediyor ama 400 küsür sayfayı okutacak kadar değil. Ha kitap burada bitseydi devamı olmasaydı da sorun olmazmış! 
Goodreads'te incelediğime göre kimisi çok beğenmiş kimisi nefret etmiş ben 3 verdim. Kafam rahat! 
Bir Çirkin Bety seveni olarak diyeceğim o ki; yazar üçüncü ağızla yazdığı halde akıcılığı sağlayabiliyor-Yani bu güzel bi şi!- Ama keşke konu olarak Çirkin Bety'i kullanmasaydı. Dikkat! Konunun standartlığı değil beğenmediğim. Aksine sırf o yüzden okudum zaten. Beğenmediğim yazarın bu temayı ele alıştaki başarısızlığı! Türk acısını, yoksunluğu işin içine katınca o lüks, burnu dik, paraya para demeyen insanlarla birleştirilememiş. 

2 yorum:

  1. Kitaba karşı o kadar ön yargılıydım ki okumayı bile düşünmüyordum. Sadece sevdiğim bir arkadaşımdan hediye olduğu için mini kitaplığımın köşesinde süklüm püklüm duruyordu. İyi ki yorumuna denk gelmişim çünkü kitap gerçekten ilgimi çekti. Çirkin Betty'i kim sevmez ki? Yada şöyle düzelteyim - Çirkin Betty'i ahım şahım bir güzelliği olmayan ( bknz ; ben ); hangi kız sevmez? Yıllarca bana umut oldu o karakter ahahaha. Püsküllü ayraçtan söz edince benimkinde var mı acaba diye gittim baktım yeyeyy bende varmış. O zaman okuma listeme alıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çirkin Betty hakikaten sevimeyecek gibi değil ki 😤 oku senin de yorumlarını bekliyorum merakla

      Sil