Dünya'da Yalnız Olduklarını Sanıyorlardı Yanılmışlardı
Yüz grubunun Dünya'ya ayak basmasının üzerinden 21 gün geçmiştir. İçlerinden birinin uğradığı ölümcül saldırının ardından Dünya'da yalnız olmadıklarını anlayan grup üyeleri yaşadıkları şoku atlatamadan birer birer hastalanmaya başlarlar. Belirtiler radyasyon zehirlenmesini işaret etmektedir. Aynı gün ele geçirecekleri Dünyalı kızın onlara söyleyeceği çok şey vardır. Onların, Dünya'ya ayak basan ilk Koloniciler olmadığı gibi…
Wells, grubun güvenliğini sağlamak için canla başla çalışırken Clarke diğer Kolonicileri bulmak için kamptan ayrılacak, Bellamy ise ne pahasına olursa olsun kız kardeşini bulacaktır. Gemide kalan GLASS ise hayatının aşkı ile kendi hayatı arasında bir seçim yapmak zorundadır.
New York Times çoksatarı THE 100 kitabının devamı olan 21. Gün'de sırlar bir bir açığa çıkarken inançlar sınanıyor ve ilişkiler sınavdan geçiriliyor.
Kitabı okuyalı, bitireli günler oldu ama yorumunu ancak girebiliyorum. Neyse okumak da büyük istikrar deyip hemencik geçiştiriyorum burayı. Öncelikle bu kitap yüzünden azar yememle giriş yapayım konuya. Kitabın sonları acayip heyecanlı ve o yüzden de dayanamayıp derste okuma kararı aldım. Okurken de hocaya yakalandım. Ufak bir azar yemiş olabilirim ancak kesinlikle değerdi.
İlk kitabın hemen devamıyla olaylar devam ediyor. Ve ilk kitapta olanları araya karıştırabilirim o yüzden ilk kitabı okumayanlar için spoiler olabilir.
İlk kitap bitince diziye başlayacağım demiştim ama hiç de öyle olmadı zaman falan bulamadım işte ve hala diziyi izlemedim. Sadece kurgunun aynı ama anlatımın farklı olduğunu öğrendim arkadaşlarımdan. Yani dizide aksiyon bolken kitapta duygular daha ön planda. Gerçekten bu kitap çok duygu doluydu. İlk kitaba göre çok çok daha fazla aksiyon vardı kesinlikle. Ancak duygularda yoğun bir şekilde anlatılıyordu ve ben bu halini çok sevdim. Son 50 sayfada hala uzun bir yol vardı önümde, aksiyonlar biraz son kısma kalmıştı. Ancak bir sürü bir sürü soruyla bıraktı gitti resmen kitap. Umarım üçüncüsü hızla çıkar ve bu aklımdaki sorular cevaplanır.
Neden bilmiyorum ama ben bu kadar yaşananların içinde en çok Glass karakterini seviyorum. Üstelik dünyada o yaşam savaşını vermemesine rağmen. Aslında bu kitapta Dünya'ya inenlerin yukarıdakilerden daha rahat olduklarını söyleyebilirdim. Ve Glass'ın sırf sevgisi yaptığı fedakarlıklar beni çok etkiledi.
Kitap, ilki gibi bir çok karakterin ağzından anlatılıyor ve kitabın sonunda öyle bir şey öğrendik ki benim ağzım açık kaldı. Gerçekten hiç beklemiyordum ve çok şaşırdım. Okuyanlar ne olduğunu anlamıştır zaten.
Geriye dönüşlerde tam yerinde olmuştu çünkü aklınıza takılan soruların cevapları hep geçmişte yaşanan bir olayla bağlantılı oluyor. Geçmişi okurken o sırrın açığa çıkması sağlanıyor. Bu seri GO!Kitap'ın çıkış kitabıydı ve bence harika bir kitap. Dünyadaki yaşam şartları, aynı zamanda yukarıda yaşananlar, çok ağızdan anlatım. Bayıldım valla!
Sadece bir daha fazla aksiyon bekliyordum. Aksiyonun sonlara yedirilmesi ve başlarda hafif bir kıvam da olması bu etkiyi yarattı sanırım. Bu yüzden de 3. kitabı merakla bekliyorum. Belki yazarın bunu yapma sebebi 3.kitabı böylesine beklememizi istemesiydi, bilemiyorum. Ama bende bu etkiyi bıraktığını söyleyebilirim.
Seriyi almadıysanız çok şey kaçırdığınızı söylemeliyim. Kesinlikle okumalısınız!
0 yorum:
Yorum Gönder