19.GKK Blog Turu || Rosie Projesi-Graeme Simsion || Kitap Yorumu

by 4/15/2015 0 yorum



Kadınları bir türlü anlamayan erkekler ve erkeklerin duygularını tamamen aldırdığını düşünen kadınlar… Rosie Projesi’yle aşkın doğasını çözeceksiniz! Dâhi genetik profesörü Don. Onun daha önce hiç kız arkadaşı olmamıştır. Bu yüzden sayısal verilere güvenen bir bilim insanı olarak kendisine en uygun kişiyi bulmak için kriterler belirleyip Eş Projesi’ni geliştirir. On altı sayfalık testteki kriterlere bakılacak olursa bu kişinin bir barmen, sigara ve alkol tiryakisi, dağınık ve hiçbir buluşmaya vaktinde gelemeyen bir kadın olması kesinlikle imkânsızdır. Ve Rosie... Yukarıda sayılan eleme kriterlerinin hepsi onda mevcuttur. Fakat bir yandan da son derece zeki ve güzeldir. Küçük yaşta evlat edinilmiş genç bir kadın olan Rosie, biyolojik babasını bulma yolculuğunda Don’la karşılaşır. Ve bu karşılaşma, tüm bilimsel gerçekleri teker teker yere sererken tek bir şeyi kesinliğe kavuşturacaktır: Aşkı arayıp bulamazsınız, o beklemediğiniz anda gelip sizi yakalar. “Bir solukta okumak istesem de hiçbir detayı kaçırmamak için uzun uzun keyfine vardım. Kesinlikle bu çifte âşık olacaksınız…” Jojo Moyes “Kadın erkek herkesi gülmekten kırıp geçirecek! İşte karşınızda yılın romanı!”  San Francisco Chronicle “Okuduktan sonra arkadaşlarıma da birer tane hediye etmeden duramadım.”  Bill Gates “Romantik komedi filmlerine ilham verecek.”  Chris Cleave “Tüm dünya bu çifte âşık olacak: Don ve Rosie… Bu iki kaçık yan yana geldiğinde neler olacağını bir türlü kestiremiyorsunuz.” Jill Mansell “Mizah yüklü büyük bir başarı… Zekice, şefkat dolu ve gözünüzden yaş getirecek kadar komik. Ama hepsinden iyisi, Rosie Projesi aklınızı başınızdan alacak bir aşk hikâyesi.” Liz Jensen “Romantik, benzersiz ve sarsıcı. Bir Gün hayranları bu kitaba da bayılacak…” Easy Living “Uzun zamandır okuduğum en eğlenceli aşk hikâyesi.” Kristin Hannah “Muhteşem bir karakter olan Don Tillman bize her şeyin ihtimal dâhilinde olduğunu ve insan olmanın en tuhaf yanlarını gösterirken aynı zamanda hepimizi gülmekten yerlere yatıracak kadar eğlendiriyor…” Matthew Quick

Gelmeyen kitap yorumlarıma tur itibariyle son veriyorum ve her gün biriken bir kitap yorumumu gireceğime dair söz veriyorum. *Tabii üşenmezsem!*
Evet! Size bugün acayip, esprili, acayip ilginç, acayip kalbinize dokunacak, acayip acayip bir kitaptan bahsedeceğim. Rosie Projesi!
Dehaların kafasının içi nasıldır bilir misiniz? Ya da hiç düşündünüz mü? Hani bu üstün zekalı arkadaşlar, ne yer, ne içer, nasıl davranır, nasıl konuşur, beyinlerinden ne geçer? İşte bu kitap Don adında deha, Genetik Profesörü hakkında. Ve onun ağzından yazılmış. O yüzden kafasının içinde neler olduğuna dair ciddi bir bilgi birikimine sahip olabilirsiniz.
Don karakterini ilk okuduğumda aha bu Sheldon Cooper dedim! Kesinlikle örtüşüyorlar. Yani Sheldon bir roman yazsaydı o da Rosie Projesi olurdu! O kadar kesin bir biçimde söyleyebilirim. Çünkü Don'un dehası zamanı verimli geçirmesi, sosyal ilişkilere bakış açısı, esprileri birer komut misali algılama biçimi kesinlikle Sheldon!


Don'un da her bilim adamı gibi kendi tuhaf teorileri var ve bunları denemekten hiç çekinmiyor. Dakikası dakikasına yaşayan birisi olduğundan her saniyesi önemli ve boş geçirmeye niyeti yok. Tabii bu arada yaş ermiş kemale! Evlenmek istiyor mübarek! Hal böyle oluna kendince bir anket oluşturup, kriterlerine uyan mikemmel kadını arıyor. Ancak o şartlar o kadar zorlayıcı ki gerçekten öyle bir kadın bulmak pek mümkün değil. Zaten Don'da her adayda bir kusur buluyor. Mesela, içki, sigara yok. Buluşmaya vaktinde gelmeyen biri kesinlikle eleniyor falan...

Ha bir de Rosie var... Aslında Rosie'yle ilgili pek bir şey yazmak istemiyorum çünkü spoiler olabilir ama Rosie'nin karakterinden bahsedebilirim! Rosie, her buluşmasına 'makul' miktarda geç kalan, içkiye bayılan, sigara bağımlısı bir kız. Yani Don'un kriterlerinin her birinin zıttını yaşayan birisi. Ancak işte hayat bu bir gün Don ve Rosie'nin yolları kesişiyor ve başlıyor eğlenceli olaylar!
Özellikle Don'un kendine özgü espri anlayışıyla, zorunlu olarak girdiği ortamlardaki sosyalleşememe kaygısı harika bir ikili oluşturuyorlar ve gülmeden edemiyorsunuz. Sonra olaylar biraz daha dallanıyor ve ciddileşiyor. Ciddi bir aksiyon veya macera kitabı gibi olmasını bekleyemezsiniz elbette. Ama bu kitabında kendi ritminde bir temposu var. Tempo demişken Don'un dans etmek zorunda kaldığı sahne aklıma geldi. *Burada kahkahalarla gözlerinden yaş gelen emoji koydum sayın.*
Kitap bir sürü bir sürü ödül almış. Hatta Bill Gates "Okuduktan sonra arkadaşlarıma da birer tane hediye etmeden duramadım." demiş. Tabii bacım, bizde Bill Gates kadar zengin olsak bizde arkadaşlarımıza hediye ederdik! Demem o ki, o kadar güzel bir hikaye. Arkadaşlarınıza hediye edecek kadar paranız yoksa da kendiniz için kesinlikle almalısınız!

                                          Puanım:
     


0 yorum:

Yorum Gönder