Yalnızlık Cesaret İster-Merve Deniz || Kitap Yorumu

by 8/31/2015 3 yorum

Birbirlerine yasladıkları tek şey bedenleri değildi; tüm umutları, umutsuzlukları o gece koyun koyunaydı.
Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?
Başarılı, genç ve güzel bir kadın olan Rüya, ta ki âşık olduğu adamla aynı adaya düşene kadar bu sorunun yanıtını hiç düşünmemiştir. Gönlünü, çalışanların "Otoriter Despot" ismini verdiği yöneticisi Arel Bozan'a kaptıran Rüya, Arel'in kendisini fark etmesi için sonsuz bir çaba içindedir, ama ne yaparsa yapsın bir türlü Arel'in dikkatini çekmeyi başaramaz. Çıkacakları Hindistan gezi ise Rüya'nın son şansıdır: Ya devam edecek ya da vazgeçecektir. Fakat hiçbir şey planladığı gibi gitmez ve kendisini âşık olduğu adamla birlikte ıssız bir adada bulur. Acaba hayatta kalmak için büyük bir mücadele verdikleri bu ıssız adada Rüya, Arel'in duvarlarını yıkabilecek midir? 

Aslında bu kitaba başlarken fazlasıyla ön yargılıydım. Çünkü ıssız ada hikayeleri ya uçak kazası sonucu ya işte gemi batması sonucu falan olur değil mi? Tabii ki bununda öyle olacağını düşünerek başladım okumaya...
Kurgunun farklı olacağını daha ilk baştan anladım aslında.  Açıp okumadan bilemiyor insan, harbi. Hikayenin başında bir patron çalışan ilişkisi görsek de kurgu bunun üzerine dayalı değil. Hatta sonlarda anlayacağımız üzere baya baya derin işler var işin içinde.
Her neyse ilk olarak söylemek istediğim bir şey var. Bu kitap aynı kurguyla hiçbir şeyi ellenmeden yut dışında çıkmış olsaydı (muhtemelen Novella haklarını alırdı.) şimdiye tüm bloggerlar kapış kapış almış  okumuş ve hayran kalmış olurdu. Yani bir nebze Hiçliğin Kıyısında gibi olurdunuz. Ciddiyim. 
Neden derseniz? Çünkü kurgusu yurt dışında çıkmış kitaplar kadar güçlü. Duyguları işleyişi, karakterlerin yansıtılışı gerçekten sağlam bir kitap. 
Ama Türk bir yazarın yazdığını görünce oluşan ön yargıdan dolayı okunmuyor kitaplar. Bunu ben de yapıyorum. Hatta başta söylediğim gibi bu kitap için bile yaptım. Ama kitabın sonuna kadar hep bunu düşündüm. Bu kitap yurt dışında çıkmış olsaydı insanlar çevrilmesi için yayınevine baskı yapar, okumak için kıvranırlardı. O kadar güzel yani! 
Ha şimdi gelelim ıssız ada olayına. Burada ne gemi batıyor ne de uçak düşüyor. Durun en iyisi baştan anlatayım.
Şimdi bizim kız Rüya, bu Arel'e hunharca aşık. Arel'i ilk başta yabancı sandım ama değil. Her neyse bunlar bir sebepten ötürü birlikte yurt dışına bir iş görüşmesi için gitmek zorunda kalıyorlar. Gidecekleri iş görüşmesi aslında planlanmış bir oyunun parçası. Rüya ve Arel'de içine düşüyorlar. Natali,( Evet, Rus asıllı), geçmişten gelen bir iş hesaplaşmasında Rüya ve Arel'i katakulliye getiriyor. 
Sonuç olarak Rüya ve Arel kendilerini ıssız bir adada buluyorlar. Aradaki olaylardan, nasıl ve nedeninden çok bahsetmek istemiyorum çünkü spoiler olabilir. Emin olamadım şimdi yazarken. O yüzden Natali'nin neden böyle bir şey yaptığını okurken öğrenmelisiniz. 
Rüya babasının ölümünden sonra annesine fazlasıyla bağlı. Annesiyle birlikte yaşıyor. Birdenbire değişen hayatında ölümle boğuşup hayatta kalmaya çalışırlarken, bir yandan da annesini özlüyor. Ara ara belirtilen bu durum benim çok hoşuma gitti. Sonuçta her ne kadar da sevdiğiniz adamla ıssız bir adaya düşseniz de o kadar bağlı olduğunuz bir insanı, annenizi, bir anda unutmanızı bekleyemezdik.
İlk ıssız adaya düştüklerinde 'Daha ne olabilir ki?' diye düşündüm. Sıkıcı ve yavan bir anlatım bekledim. Yalan yok! Ama varyaaa, o ıssız adada yaşadıklarını öyle güzel aktarmış ki yazar. Harbiden bayıldım. Yemek bulma çabaları, mühendislik bilgilerini kullanmaları, yaptıkları barınağa kadar...
Ayrıca bu en çok da aşırı bilgi isteyen bir tarz. Yani böyle şeyleri bilmeden yazamazsınız. Aslında bu açıdan birazda gururlandığımı söylemem gerek. Araştırarak öğrenen, bilen ve bize hissettirebilen yazarlarımızın olması çok gurur verici. Zaten o yüzden söylüyorum, yurt dışında çıkan bir kitaptan farksız diye.
Her ne kadar bir aşk hikayesi gibi dursa da beni asıl etkileyen kısım işin içinde iş var dediğim kısımdı. Hani yukarıda dedim ya Natali meselesi! Bu Natali az değil, yemin ederim. İlk başta sadece bir aşk meselesi olarak düşünmüştüm ama sonlarda öyle şok edici olaylar oldu ki! Cidden çok çok iyiydi.
Ayrıca edebiyatı sadece edebiyat olarak veya eğlence olarak değil. Bana bir şeyler katsın, yeni şeyler de öğretsin diyenler içinde çok muhteşem bilgiler var burada! Issız bir adada ciddi bir mücadele okudum ben bu kitapta! 
Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Sanırım ilk defa yeni yazarlardan birinin kitabına 5 puan veriyorum. Bu benim içinde bir ilk. O yüzden ne kadar beğendiğimi anlamışsınız. Eksiksiz bir kitaptı. Okursanız bir şeyler kaybetmek yerine çok şey kazanacağınız bir kitap. Ve arka kapağında yazılanlardan çok daha içi dolu bir kitap.  

Puanım:

3 yorum:

  1. Merhabalar yazarın kendisini ve hikayesini wattpadden bir süredür takip ediyorum.Bu hikayesini de yayınlamıstı fakat ona yetişememiştim.Aklımda alma fikri vardı,oluşmuştu.Çünkü yazar bir gün bölümün başında öyle bir şey yazmıştı ki beni çok etkilemişti.Yayınevlerinden gelen teklifler bile olsa ve kabul etse bile hikayesinin tamamını bu platformda paylaşacağını ,geçici final diye birşeyinin olmayacağını belirtti ve benim için o gün özel bir yer kazandı.Yorumunuzu okuyunca şaşırdım .Benim de açıkçası kitaptan çok yüksek beklentilerim yoktu ama bu yorum ve bu yazardan sonra koşa koşa kitapçıya gitme isteğiyle doldum doğrusu.Teşekkürler yorum için.Esen kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten hak eden dolu dolu bir kitaptı. Kütüphanenizde bulunsun okuduysanız bile...

      Sil
    2. evet alacağım ilk fırsatta.Tekrar teşekkürler :)

      Sil