Yara İzleri-Jorge Franco || Kitap İncelemesi

by 2/12/2015 0 yorum
Yukarıda yazan 'Kitap İncelemesi' ifadesini fark ettiniz mi bilmiyorum. Aylardır aklımda olan ancak istediğim inceleme kitaplarını okumaya fırsat bulamadığımdan bu başlığa bir konu girmemiştim. Bu sekmenin kitap yorumlarımdan farklı olacağını belirtmeliyim. İyisiyle kötüsüyle, ötesiyle berisiyle inceleyeceğim kitabı.
Bu kısa açıklamadan sonra İstanbul Kitap Fuarı'ndan beri beklettiğim kitabım Yara İzleri'nin incelemesine geçebilirim.
* * *




Yayınevi:İthaki Yayınları
Çevirmen:Seda Ersavcı
Türkçe (Orijinal Dili:İspanyolca)
320 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm 
İstanbul, 2012
ISBN : 9786053752387








Yazar
Gabriel Garcia Marquez'in "Meşaleyi teslim etmek istediğim yazar..." dediği Jorge Franco Yara İzleri kitabını Santa Suerte ismiyle 2010 yılında yayımladı. 1962 yılında doğan Kolombiyalı yazar kitapları için defalarca ödül almış. 
Kalemi gerçekten güçlü ve tam kendinizi edebi anlatımın, ağır tasvirlerin arasında kaybedecek gibi hissederken karşınıza yeni bir kurgu çıkartıp sadece betimlemelerle boğmuyor.
İthaki Yayınları'ndan 2012 yılında ilk baskısı çıktı. Ve yeni baskısı yok diye biliyorum. Böylece bir süre sonra satışı bittiğinde sahaflarda bu kitabı arayıp durmamak için şimdiden satın almakla akıllılık edersiniz.





Kapak Ve Baskı
Kitabı her şeyiyle incelemek dedim baskıdan söz etmeden buralardan gidemem. Kapağını gördüğünüzde elinize bile almamaya sebep olacak kadar yavan. Ancak orada gördüğünüz arıların çok manidar bir anlamı var. Kapağın böylesine sade olması sadece kurguya odaklanmanızı sağlıyor. Ve bırakmak istediği etkiyi tam kıvamıyla hissettiriyor. Arka kapaktaki yazı üç kardeş için çok anlamlı ve tüm romanı kapsayacak kadar da yeterli olmuş. Kitabın ilk sayasında yazarla ilgili bilgiler yer alıyor. Vikipedi'deki bilgiler bile Fransızca olduğu için yazar hakkında bilgi edinmek oldukça zor olmuştu. Buradan daha detaylı öğrenebilirsiniz.

İnceleme
Bir yangın. Hikaye bir yangınla başlıyor ve yangından öncesini konu alarak devam ediyor. Üç kız kardeşin acı dolu hayatını çok manidar bir şekilde ele almış Franco. Yazar, sanki şanssızlığa bir kişilik vermiş. Ve o da bu fırsattan yararlanıp bu üç kız kardeşe dadanmış. Kız kardeşlerin her fırsat sonucu başlarına bir talihsizlik geldiğinde ben "Bu da mı gol değil?" haline geliyordum. Ağzım açık, soluksuz okudum kitabı. Hala da kurgunun nasıl geliştiğini anlamış değilim. Kronolojik sıralamayı mahvetmiş bu roman. Baş, son, orta, sonra yine son ve yine baş! Karman çorman! Ama bu romanı bu kadar güzel yapan etkenlerden biride bu karışıklık. Sonucun ne olduğunu biliyorsunuz ama o sonuca nasıl ulaştığını bilmiyorsunuz. Merak ögesi ve hikayenin ilerlemesi de buna bağlı. Bu üç kız kardeşin hikayesini anlatırken de kronolojik bir sırayla anlatmak mantıklı olur. Çünkü söyleyeceklerimin bazısı 15. bazısı 234. sayfadan! Üç kız kardeş demiştim. Yazar bunları sıfatlandırmış;

Telefon Bekleyen: Amanda. En büyük kız kardeş. Annesi ortanca kardeşi alıp evden gittiğinde küçük kardeşine bakmak zorunda kalıyor. Köyden şehre, annesinin yanına geldiklerindeyse üniversite okuyup çalışmaya başlıyor. En talihsiz kız kardeş. En takıntılısı Amanda. Yaşı ilerlediğinde kendinden çokça genç birisiyle ilginç bir yakınlaşma yaşıyor. Genç adam en son Amanda'yı bırakırken "Seni ararım!" diyor ve gidiyor. Amanda o günden itibaren evden çıkmıyor! Telefon her çaldığında Amanda bakıyor ve çaresizce genç aşkının aramasını bekliyor. Biz romanı okurken Amanda'nın mektuplarını okuyoruz. Ve burada gerçekten çok yoğun bir anlatım vardı. Kurgunun bazı parçalarını bu mektuplardan okuyoruz, öğreniyoruz. Amanda'nın nasıl bir boşluğa düştüğünü, nasıl umutsuzca beklediğini, nasıl bir acı çektiğini yürekten hissedebilirsiniz bu satırlarda...

Acılar İcat Eden:Jennifer. Ortanca kardeş. Genç yaşlarında acının kendisine zevk verdiğini keşfediyor. Mazoşist diyeceğim ama Jennifer acı çekme meselesini daha çok para kazanmak üzere kullanıyor o yüzden sayılır mı bilmiyorum. Bir gün aldığı darbe yüzünden insanların onunla fazladan ilgilendiğini ve hastaneye gidebilmesi için para verdiklerini keşfediyor. Bunun üzerine yıllar boyunca Jennifer bunu bir meslek haline getiriyor. Kazancını yaralarından, morluklarından elde ediyor. Konu her ne kadar üç kız kardeş olsa da baş kahraman Jennifer! Talihsizliklerin en büyüğü Jennifer'a ait ve el attığı iş kuruyor sanki.. Yazar Jennifer'a ayrı bir özen göstermiş. Çünkü böyle bir karakter tasarlamak gerçekten çok zor. İnatçı, dediğim dedik, paragöz, her fırsatı kendi lehine çevirmeye çalışan ancak her seferinde b*ka batan bir karakter! Kurgunun temelinde de Jennifer'in yaşantısı var. 

Bir Delilik Yapan:Leticia. En küçük kardeş. En narini, en erkek düşkünü. Başına açmadığı bela kalmamış. Yaptığı deliliği burada yazmayacağım. Ancak o deliliği anında kendi kendisiyle konuşmalarına şahit oluyoruz biz. Erkek düşkünü olması başına çok büyük belalar açmış ve aslında hala akıllanmamış bir karakter. Sürekli kendiyle konuşuyor, kendine sorular soruyor ve siz bir an durup "Deli misin Leticia? Neden sürekli kendi adını söylüyorsun? Neden kendine sorular soruyorsun?" diyebilirsiniz. Yaptığı delilik bu sorularımın cevabı olacaktır. Erkek düşkünü olmasının başına getirdiği en son bela oğlu! Kaçınılmaz olarak Bay Hiçkimse diye bahsettiği son erkeğinden hamile kalıyor ve kusurlu bir oğlan çocuğu dünyaya getiriyor. Tabii ceremesini yine Leticia çekiyor. 

İkizler: Jennifer'in çocukları. En büyük talih bu çocuklar. Ama dediğim gibi şanssızlık bu aileye dadanmış o yüzden bu çocukların talihi bile aileyi kurtarmaya yetmiyor.
Mahvolmuş, paramparça bir hikaye bu. Ailenin kendisi gibi romanda paramparça. Bir oradan, bir buradan! 

Ancak kitabın son sayfasını kapattığımda yaşadığım derin rahatlamayı yazarak bile tarif edemem. Hani bazı kitaplar vardır böyle seversiniz, koynunuza koyup uyumak istersiniz! Belki biraz okşarsınız severken... Bu kitap öyle bir kitap değil! Çoğu zaman tekmelemek isteyeceksiniz. Ya benimde başıma gelirse deyip yakmak, yok etmek isteyeceksiniz okuduklarınızı.. Ama öyle bir dokunacak ki kalbinize. Yer edecek, hatta taht kurup hükümdarlığı ele geçirecek! İşte o kadar farklı bir kitap. Tam da bu yüzden bu sayfayı kapattığınızda yeni bir sekme açıp internetten bu kitabın siparişini vermelisiniz. Hemen şimdi!

Puanım

0 yorum:

Yorum Gönder